Paleolitik çağda yani bundan yaklaşık 2 milyon yıl öncesinde Homo Habilis (becerikli insan) taşlardan, ağaçlardan araçlar yapmaya başladı. O taş baltalardan bugün roketlere, bilgisayarlara geldik.
Bunlar ellerimizi kullanma becerimiz sayesinde mümkün oldu. Birçok hayvan türü alet yapabiliyor ama ellerimizin anatomisi (ve tabii yediklerimizi pişirme gibi yöntemlerle daha kolay hazmetme sayesinde tasarruf edilen kalorinin beyin tarafından kullanılması) bizi diğerlerinden ayrıştırdı. Birkaç milyon yıllık evrim içinde de bizi en ayrıcalıklı canlı haline getirdi.
Bugün elimizi daha kısıtlı kullanıyoruz. Daha doğrusu işlerimizi aletlere yaptırıyoruz. Artık ekmek yapmak için hamur yoğurmuyoruz, ya evdeki makine yoğuruyor, ya da fırından alıyoruz. Çocuklar bile kalem kağıt bilmiyorlar, orta okuldaki çocukların el yazıları neredeyse bizim zamanımızın birinci sınıfın sonundaki yazılarının estetiğine ve hızına eşdeğer.
Bu hafta Dr.Rumeysa Gunduz Can’ı ağırladığım Değer Yaratmanın Formülü | Podcastinin bölümünün adı “Sinirbilim ve Düşünen Eller”.
Düşünürken elleri kullanmanın önemini biliyorum ve çalıştaylarda mümkün olduğunca insanları buna yönlendiriyorum, bütün omuz silkmelerine rağmen. Rümeysa Hanım’ın çok güzel açıklamalarının ve paylaştığı kaynakların üzerine internette biraz daha araştırma yaparken Prof.Dr.Sinan Canan’ın Doç.Dr.Sultan Tarlacı ile katıldıkları Fatih Altaylı’nın Teke Tek programına rast geldim. Ellerin kullanımı hakkında Sinan Hoca’nın endişesine ben de katılıyor ve merak ediyorum olası etkilerini.