UNDP’nin yayınladığı 2022 İnsani Gelişme Raporundaki çözüm önerilerine Pazartesi değineyim demiştim. Araya vahim bir gündem maddesi girdi. Şimdi dün yaptığım bir paylaşımla ilgili aldığım reaksiyon konusunda bir iki şey söylemek istiyorum. Raporun çözüm önerilerini Çarşamba günü paylaşacağım ama bu konu da aslında oradaki vurgulardan çok farklı değil.
Dün Amasra-Bartın faciası hakkında kurumların yayınladığı “Geçmiş Olsun” mesajlarına tepki göstermiştim. Bunun yerine bir fon oluşturulmasını ve yetimlerin eğitimlerinin güvence altına alınmasını önermiştim.
Konunun uzmanlarından çok değerli yorumlar da geldi, konunun bütünsel olarak ele alınması hakkında. Ben tabii sıradan bir vatandaş tepkisi göstermiştim, eğitim işin sadece bir boyutu bunu kabul ediyorum.
Ancak asıl altını çizmek istediğim konu şu; yaptığım çağrının gördüğü büyük ilgi bence sadece olayın sıcaklığıyla alakalı değil.
İnsanlar birbirinin benzeri refleks halinde üretilmiş taziye mesajlarını artık görmek istemiyorlar. İçlerinden şöyle sesler yükseliyor? Siz ne yapıyorsunuz, bu ilanı postu çıkmaktan başka? Sonuna kadar okuyorlar, var mı yaptıkları birşey, yok! Ve şunu soruyorlar kendilerine. Ben ne yapabilirim? Benim dahil olabileceğim ne olabilir?
Çünkü ben (veya olmak istediğim kişi)* çevresi hakkında duyarlı, yardımsever ve ülkesini daha uygar ve refah içinde görmek isteyen bir bireyim. (Sadece ben değil tabii bu mesajların hedef kitlesi olduğunu düşündüğüm insanların bence içsesi bu)
İşte burada firmalardan beklenen şu: Ben bu konuyla ilgili şunu yapmaya karar verdim, istersen gel benimle ol ve şunu şunu yap. (Tercihen, seçtiği eylem kendi faaliyet alanı ile bir anlam bütünlüğü oluşturmalı). Her firma böyle bir katkı yapmak zorunda değil. Ama yapacaklarsa böyle yapsınlar, yapmayacaklar kuru bir mesaj yayınlamasın, haber akışlarını da böyle inisiyatiflere bıraksınlar.
Bu söylediğim bir felaket durumunda yaşanan iletişime ve eylemlere dair. Ancak özel günler için de hep dile getiriyorum. Milli günler, özel günler, sizin logonuzla arz-ı endam edeceğiniz günler değil. Bundan 20 yıl önce bankanın doğumgününüzü kutlaması ilginç ve beklenmedikti belki. Artık değil. Mesaj kutumun veya haber akışımın birbirinin aynısı mesajlarla dolması, benim içimi vatan-millet hisleriyle doldurmuyor.
Siz benim olmak istediğim kişiye* ulaşmama nasıl katkı sağlıyorsunuz?
(İlgilenenler Thomas Kolster’la yaptığım söyleşiye bakabilirler)
Toplum duyarlılığını organize edip yönlendirmek ve sürdürülebilir olmasını sağlamak ,aslolan bundan sonra bu bence. Özellikle ülkemizde yeralan çokuluslu şirketler ve yereller için güçlerin birleşmesini sağlayacak projeler oluşturmamız ‘TÜRKİYE’ adına olacaktır. Sorun pazar endişesiyle ekonomik süreçte fayda odaklı hareket edilmesinden kaynaklanıyor. Bu anlamda ‘fark anda ‘ oluşum geleceğe atılacak en önemli adımdır. Ben hazırım hadi bu adımı birlikte atalım artık!!!