Hizmetkar liderlik

Liderlik dersleriyle dolu bir gündü geçtiğimiz Pazartesi.

Önce pandemide 20 kadının kurduğu bir kitap kulübünden bir Kültür Sanat Derneği’ne dönüşen Liber’in Liberist 25 adlı etkinliğine katıldım. Daha doğrusu sadece sabahki iki seansa katılabildim, Aysegul Gungor Hanım’ın davetiyle. İki duayeni; Tınaz Titiz ve Bülent Eczacıbaşı’nı ayrı ayrı dinledim.

Tınaz Bey gerek Türkiye’de gerekse dünyada toplumların kendi içlerinde bölünmesine, (dolayısıyla birlikte yaşamasının zorlaşmasına) çareyi yeni bir ortak ahlak zemininde buluşmasında görüyor. Bu da en basit ifadeyle sağlık eğitimindeki “Primum Non Necere” prensibine atıfla “zarar verme!” olarak tanımlıyor. Bu sadece başkasına değil kendine de zarar vermemeyi öğütlüyor aslında.

Bülent Eczacıbaşı bana çok samimi gelen bir beyanda bulundu, Atatürk’ün resimlerini uzun uzun incelemeyi seviyormuş. Bu sanırım pek çoğumuza hayranlık ve hüzünle karışık duygular yaşatan bir milli alışkanlık. O fotoğraflarda liderlik tarzına ilişkin ip uçları verdiğini söylüyor. Örneğin bugün iş dünyasında daha çok konuşulan hizmetkar liderlik.

Konuşmasından not ettiğim ikinci konu, kitap kulübünde geçen ay okuduğumuz “Görmezden Gelemeyecekleri Kadar İyi Ol” kitabındaki temel fikre gönderme yapar gibiydi. “Tutkudan önce merak önemli” dedi. “Tutkunuzu bilemeyebilirsiniz, onu hayat boyu keşfetme imkanınız olmayabiliyor. Ama merak ettiğiniz zaman her konunun merak edilmeye değer olduğunu görüyorsunuz.”

Not ettiğim diğer sözü da bana çok hitap etti; “Bazen aptalca görünen sorular en akıllıca sorulardır. Aptalca sorular, bazen aptalca yanlışları önler.” Aptalca soru sormanın temelde eksik olan şeyleri ortaya çıkabildiğini söyledi. Fasilitasyonda en eğlendiğim anlar bu aptalca soruları sorduklarım diyebilirim.

Sonra koşa koşa Yenibirlider Derneği’in Ekosistem Buluşması’na gittim. Yenibirlider’den hep bahsediyorum ama yorumdaki paylaşımda çok güzel bir videoları var.

Fintek ve liderlik temalı çok güzel oturumlar oldu ama bence en sıra dışı olan Ömer Koç’u canlı dinlediğimiz Kerem Kamışlı ile yaptığı söyleşi oldu.
İlginçtir Ömer Bey de Atatürk’e bir çok atıfta bulunacağını söyledi ve öyle de yaptı. Ama bugüne dair iki sözünü kulağımıza küpe etmemiz gerektiğine inanıyorum:

“Yapay zeka, para ve cep telefonu gibi çok iyi bir uşak, ama çok kötü bir efendi”. Diğeri de kriz yönetimine ilişkin “Normalde altını çizdiğiniz değerlerin, kriz zamanı üstünü çizmeyin.” çok öz ama açıklamaya gerek bırakmayan çok değerli iki öğüt bence.

Paylaşımı Kerem Kamışlı’nın annesinin amcası Sakıp Sabancı’dan (az bilinen) alıntısıyla bitirelim. Bir konuda kararsızlık yaşadıklarında “Selim’e soralım” dermiş rahmetli. Hangi Selim? Akl-ı selim! 😊

PS: Yenibirlider destekçileri arasında Innolabz‘ı görmek ise paha biçilmez. Teşekkürler Özge ARSLAN Dilara Sönmez Sena Erdal

Bunu paylaşın
Tartışmaya katılın