Yapma ya zeka!

Aldatmak doğada var, doğamızda var.

Yok eşini, partnerini aldatmaktan bahsetmiyorum, o ahlaki bir mesele.

Bu söylediğim aldatma ise varoluşsal. Bir çok canlı dış görüntüsünü çevresine uyduruyor, hayvanı veya böceği bir kaya parçası, bir yaprak ya da çalı gibi görüyorsunuz. Ya da bir hayvan tüylerini kabartıp kendini olduğundan büyük gösteriyor. Bir başkası ölü taklidi yapıyor. Hep hayatta kalmak ve kendine bir avantaj sağlamak için.

İnsan da kendine avantaj sağlamak için aldatmaya başvurabiliyor, moda tabirle algı yönetimi de diyebiliriz belki 😏

Can Caliskan Bey’in paylaştığı reklam bence de sorunlu.

Ayşe Teyze’nin yanındaki kadın çamaşır suyunun başarısından etkilendiğinde veya ben de bundan kullanacağım dediğinde, bunun bir senaryo, anlatı olduğunu biliyoruz. Ama 32 yaşındaki Sevilay Hanım sıradan izleyici için bir persona değil, gerçek bir insan olarak algılanıyor. Bu gerçek bir geribildirimin “canlandırılmış” hali olabilir, öyleyse de bunu yazmak lazım.

Yapay zeka kullanımı bu taze coşkuyla olur olmaz alanlara yayıldıktan ve lacivert rengini aldıktan sonra kendimize çeki düzen vereceğiz diye umuyorum. Yapay zekanın gelişimi ve kullanımı alanında bu kadar enerjinin ve mesainin “yaratıcı” işlere verilmesini (en azından bir kısmını) “bisiklet sundurması” (bikeshedding) fenomeniyle açıklayabiliriz belki. İngiliz deniz tarihçisi ve yazar Parkinson’un iş hayatı literatürüne eşsiz katkılarından biridir bu. (Bir diğeri de Parkinson yasasıdır malum, “bir iş, daima tamamlanması için ayrılan zamanı dolduracak şekilde genişler”) Parkinson bir nükleer enerji santralin planlarının onaylanması için toplanan komitenin çalışmalarını izler. İnsanlar bisiklet sundurmasının nereye, üstü kapalı mı açık mı yapılacağı gibi küçük ve önemsiz konular üzerinde nefes tüketmeyi karmaşık konular üzerine eğilmeye tercih ederler. Çünkü bu çok daha kolaydır ve zahmetsizdir.

(Can Çalışkan’ın paylaşımını Ugur Ozmen hocamın paylaşımından gördüm, teşekkür ederim)

Bunu paylaşın
Tartışmaya katılın

Okumaya devam edin