“A Project without a Goal is a hobby, and a Goal without a Project is a dream”
Tiago Forte
Dün eski bir arkadaşımla kahve içtik, en son 5 yıl önce böyle bir kahve içmişiz. Yurtdışında yaşıyor, sosyal medya ile de arası yok. Seni arada görüyorum ama epey aktifsin dedi.
Hayattan, işlerimizden konuşurken, “ben artık plan yapmıyorum” dedi. Onu çok iyi anlıyorum, ben de bu duygudayım; kontrolümüz altındaki olayların sayısı, kontrolümüz dışındakilerin çok gerisinde. Plan yapıp, yapıp tutmadığını görmek, kendimizi daha güçsüz hissetmemize yol açıyor, hatta özgüvenimizi zedeliyor. Ben de hep belirsizliği kucaklayın, hatta dalın içine diyorum ama hiç plan yapmadan da duramıyorum. Plana inanmayın ama plansız da kalmayın diyeyim, meşhur şarkıdaki “fal”ı değiştirerek.
Tabii plan; fal gibi spiritüel bir faaliyet değil. İçinde bulunduğunuz durumu analiz etmeniz, bir hedef belirlemeniz, yaratıcılığınızı kullanarak bir yol belirlemeniz gerekiyor. Hatta bir yol değil birçok yol belirlemeniz lazım ki, biri boşa çıkarsa diğeri ile devam edin. İşin zorluğu aklınızı hayalinizi zorlasanız da hesap edemediğiniz engeller çıkması, değişimin baş döndürücü hızda seyrettiği bu çağda.
Kişisel konulara gelince plan yapmayı seviyorum ama onu da çok detaylı çalışmıyorum, kendimden başkasına hesap vermeyecek olmanın lüksü galiba. Ama o durumda da işlerin kontrolden çıkması kolaylaşıyor.
Tiago Forte’nin PARA metodu hakkında tekrardan okurken bu cümlesi beni çarptı. Benzerlerini duymuşuzdur ama bu bana daha çok hitap etti.
“Hedefi olmayan bir proje bir hobi, projesiz bir hedef ise bir hayaldir.”
Topluluklarım (Kitap Kulübü, Sinema Kulübü, Dijital Akıl Kulübü) mesela benim için birer hobi, çünkü belli bir hedefi yok. Öte yandan bir hobiden daha fazla zaman aldıkları oluyor. Acaba onlara da bir proje gözüyle mi bakmalıyım? Belki hedefler koymak benim (ara sıra bir destek isteyen) motivasyonuma da katkı sunar!
Yani her ayın belli günleri, belli bir seviyede alaka gerektiren bir iş hobi olabilir mi? Zamanınız olmasa da sürdürmek istediğiniz ve sizden başka bir grup insanı ilgilendiren bir konu hobi olabilir mi?
Bu konuda görüşlerinizi merak ediyorum.
Tiago Forte’nin Projeler ve Alanlar hakkında yaptığı tanımlar ve örnekleri ise şöyle:
Projeler:
Bir hedef ve son teslim tarihi ile aktif olarak üzerinde çalıştığım şeyler.
Örnekler: Ürün lansmanı, Doğum günü partisi, Satış sunumu, Maraton antrenmanı
Alanlar:
Sürdürülmesi gereken bir standardı olan ve bitiş tarihi olmayan rollerim ve sorumluluklarım
Örnekler: Verimlilik, Sağlık, Seyahat, Mali işler
Yani Topluluklarım sizce hangisine giriyor? Proje diyenler için hedef önerilerini de merak ediyorum ☺️






Sayın Yurtsever,
Gönderilerinizi dikkatle okuyor ve samimiyetle söyleyebilirimki,gerçekten fayda sağlıyorum.Bende;
Tiago Forte’nin görüşlerine katılıyorum. Hobilerimiz için her nekadar belirli bir zaman dilimlerini hedefleyerek uygulayabiliyor olsakta, iradi veya gayri irade nedenlerlede olsa zaman zaman sapmalar yaşayabiliyoruz.
Örnek; Her hafta sonu kitap kulübüne gidiyor olabiliriz,ancak, üst üste 2 hafta gidemez isek, bu bizi ilgilendirir.Bir başkasını veya bir kurumu ciddi manada etkilemeyebilir.O kulüp faaliyeti var olan katılımcılar ile yine devam eder. Buna mukabil; Doğum günlerinin bir hobi olmaktan öte,bir projede olmadığı düşüncesindeyim.Bunun Hobi ve Proje arasına sıkışmış bir anlamda zorunlu bir aktivite olduğu kanaatindeyim.Bir arkadaşımızın ,eşimizin veya çocuğumuzun doğum gününe katılamama durumunda bir sonraki doğum gününe kadar beklemek durumundayız.
Oysa ki İş hayatımızda ki planlı veya plansız toplantılarda hedefi belirlenen ve terminlenen projeler gündem dahilinde olup,bu projeler ve toplantılar çoğu zaman hobilerimizin önüne geçebilmektedir.3 hafta balık tutmamak ile 3 hafta toplantıya katılmayarak hedeflenen projelerden uzak kalmak mümkün değil.Ben iş hayatının çalışan bir insan için en önemli proje olduğuna inanıyorum.Çünkü; Hayatımızdaki tüm eylemlerimiz,hobilerimiz ve yaşam kalitemiz çalışma hayatımızda ki hedeflerimiz ile doğru orantılıdır.