Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş.’nın yetenek gelişimi programı “Game Changer”da harika bir ekiple yaratıcı ve eleştirel düşünmeyi konuştuk.
Soruların gücünden başladık, nasıl sorular sorduğumuzu ve sormadığımızı fark ettik, duyguların ve önyargıların kararlarımızı nasıl etkilediğine baktık ve tabii bunları nasıl bertaraf edebileceğimize. Hemen orada yaratıcılık kasımızı nasıl kullanabileceğimizi deneyimledik. Bir sürü beklenmedik açılım yaptık, en dertlendiğimiz konulara bile. Tabii fikir bedava (yani tabii bedava değil iyi bir başlangıç ama) mesele uygulamaya geçirmek.
Okuyanlar “iyi de bize ne?” demesinler diye böyle verdiğim eğitimlerden, konuşmalardan paylaşımlar yaparsam mutlaka işe yarayacak bir iki kelam etmek istiyorum.
Bunun ilhamını da Deniz Günaydın’ın bugünkü paylaşımından aldım. Küçüklüğünde bir aile büyüğünün kendisine ektiği “lanetli olduğuna dair” inanç tohumunun kendisiyle uzun yıllar yaşadığından bahsetmiş. Hepimizin buna benzer travmaları vardır maalesef. Ben de “The Net and The Butterfly” kitabından buna dair bir alıntı yaptım dün eğitimde onu size aktarayım.
Başkalarının ne düşündüğünü önemsemek bizim temel yazılımımızda var. Sosyal varlıklarız, kimse dışlanmak istemez. Ama eskiden bir köy insan iken herkes birbirini tanır ve ona göre gardını alırdı. Şimdi hiç beklemediğimiz yerden kroşe gelebiliyor. Peki herkesin ağzını büzemeyeceğimize göre ama geri bildirim de çok değerli olduğuna göre kimin sözüne kıymet vereceğiz?
Dr Martha Beck diyor ki sosyal doğamız bizi grubumuzun beğeni ve tercihlerine uygun davranmaya itiyor ama temelde 5-6 kişiden fazlasına odaklanamıyoruz. Kendimiz hakkındaki inancımızı (olumlu veya olumsuz) bir teste tabi tutalım.
Örneğin siz “yaratıcı biri” olduğunuzu düşünüyorsunuzdur ama “herkes” aynı fikirde değildir. İşte kim bu “herkes”?
İç sesinizi regüle etmek için iki kolona (sola) “Kim böyle düşünüyordur”, (sağa) “kim düşünmüyordur” diye hayatınızdaki isimleri yazın. İlkokul öğretmeninizden, eski/yeni şirketinizdeki yöneticinize, iş arkadaşınıza vs vs. Sonra kendinize şu soruları sorun:
🤔Kimi daha çok beğeniyorum?
🤔Kime daha fazla saygı duyuyorum?
🤔Kimin daha mutlu, barışık bir hayatı var?
🤔Kimin istikrarlı ve samimi bir ilişkisi var?
🤔Çocuğumu (olsa/varsa) yetiştirmek için birine bırakmak durumunda kalsam kimin bakmasını isterdim?
🤔Kim görüşlerinin göz ardı edilmesini hak ediyor?
💁🏻♂️ Peki ne demeye sağdaki insanların görüşünü dikkate alıyorsun? 🤭
(Eğitimdeki arkadaşlarıma not: Bireysel/kurumsal podcast projelerinizi takip edeceğim, mastermind’ı da unutmayın 😉)
