Bu fotograf “geleneksel” Türk şirketlerinin pazarlamaya yaklaşımını özetliyor bence. Cihad Bey söyleyeceğini söylemiş “Bizi Bilen Bilir”.
Geçenlerde bir podcastte dinledim, Ogilvy UK reklam ajansı Başkan Yardımcısı Rory Sutherland’a start-uplara pazarlama tavsiyeleri sorulduğunda şu yanıtı verdi:
✅ Be Distinctive (kendine özgün ol, ayrış)
✅ Be Consistent (tutarlı ol, görünüşünde, söyleminde)
✅ Be Famous (meşhur ol)
Start up’lar dediğine bakmayın, bu bence her kurum ve kişi için geçerli bir pazarlama tavsiyesi. Gerçekten bir markanın sihri bundan ibaret.
Ayrışmanız önemli, nahoş bir benzetme olacak ama bir şirketin mülakatta sorduğu “neden sizinle çalışalım” sorusu bu. Mesele dönüp dolaşıp buna geliyor çünkü. Neden başkasını değil sizin markanızı satın alsınlar? Ayrışma meselesini “bir nişiniz olsun”a da götürebilirim. Pazarlama stratejisi seçimler yapmaktır, herkes için her şey olamazsınız, “ne iş olsa yaparım”, pazarlamada da çalışmaz.
Tutarlı olmak, yani bir marka olarak verdiğiniz mesajın, görüntünün değişmemesi insanlara kafa huzuru vermeniz için gerekli. Aslında insanlar değişikliği sevmez, değişiklik stres yaratır. Ama insan hep aynı şeyden de sıkılır, pazarlamacıların (hatta resimdeki Coca Cola’cıların) “freshly consistent” (tazelikle tutarlı) kalmak dediği konu da bu. İçinde daha fazla tanınırlık ama bir parça da yenilik olacak, bazen. Eh bunu başarmak da ustalık istiyor, raydan çıkmamak için. Ama tutarlılık önemli. Dam üstünde saksağan olmayacak.
Meşhur ol! Çok bariz ama nasılsa (çok para harcarsak, en doğru işleri yaparsak vb…) olur denecek bir konu değil. Meşhur olmak bir olayla ilişkilendirilecek şekilde olmasa daha iyi tabii. Yani bir “duruşla” meşhur olabilirsiniz ama bunun altını beslemek lazım. Asıl meşhurları düşünün, neden meşhur olduklarına dair “tek” bir olay söyleyemezsiniz. Yıllara dayanan deneyimlerin, eylemlerin, varlıklarının sonucudur. “Yıllara dayanan”, evet, bu zamanla (ayrışarak ve tutarlılıkla) kazanılan bir paye.
Bizi bilen bilir derseniz olmaz, meşhur çiğ köfteci derseniz de olmaz.
Marka olmanın önemini de şu sözlerle özetlemiş “Branding That Means Business” kitabının yazarı Matt Johnson:
“Having a great brand means you get to play the game of capitalism on easy mode” (Harika bir markaya sahip olmak, kapitalizm oyununu “kolay” modda oynayabileceğiniz anlamına gelir)
Siz kapitalizm oyununu hangi modda oynamayı tercih ediyorsunuz?