Bu meme’ler 2004 ABD seçimleri sonrasında Kerry karşısında Bush’un ikinci kez seçilmesi üzerine paylaşılmıştı. Bu görselleri hazırlayanlar Bush’u destekleyenlere aptal muamelesi yapıyor. Tabii aynı haritanın tam tersini de yapmış Bush taraftarları. Ya da inançları üzerinden onları yaftalıyorlar.
Bizdeki atışmalara ne kadar benziyor değil mi? Hemen karşı tarafı yaftalıyoruz, herkes kampını belirliyor.
İnsan dünyaya bomboş bir zihinle gelmiyor. Evrimsel psikologlar bir bebeğin dünyaya bir çok fiziksel ve sosyal bilgiyle geldiklerini söylüyorlar. Bazı şeyleri daha kolay bazılarını daha zor öğrenme eğilimi ile programlanmış şekilde dünyaya geliyoruz. Beyinin şekillenmesi tamamen deneyimle olmuyor. Bir hazır taslak var, deneyim sadece ona şekil veriyor.
Hayata bakış açımız da böyle. Bir çok antropoloji, kültür, evrimsel psikoloji alanındaki çalışmalara bakıp ahlakın doğuştan gelen 5 temeli olduğuna karar vermişler.
İlki Zarar vermeme/koruma
Zarar verilmeye karşı çok kuvvetli duygularımız var, zayıf olana merhamet gibi, zarar verene öfke duymak gibi
İkincisi Adalet/Mütekabiliyet
Karşılıklılık önemli, bana nasıl davranırsan öyle karşılık veririm, adalet duygusu da önemli.
Üçüncüsü Grup içi sadakat
Hayvanlarda nasıl sürüler var, insanlar da kabileler içinde yaşıyorlar.
Dördüncüsü Otorite/Saygı
Otorite sadece güç ve şiddete bağlı değil, insanların otoriteye saygı hatta büyük sevgi beslemeleri de mümkün
Beşincisi Saflık, Kutsallık
Vücudunu kontrol etmekle, içine ne aldığınla ilgili saflık durumu. (Muhafazakarlar saflığı cinsellikle, liberaller yedikleriyle ilişkilendirme eğilimindeler)
Muhafazakarlar ve liberallerin ahlak anlayışı bu 5 boyut içinde, zarar vermemek-korumak ve adalet-karşılıklılık anlamında büyük farklılık göstermiyor. Bunlara liberaller biraz daha önem veriyor, ama otorite, gruba sadakat ve saflığı ahlakla bağdaştırmıyorlar, bunların ahlakla ilgisi yok diyorlar. Muhafazakarlar için ise bu üçü çok kritik önemde.
Zen ustası Jianzhi Sengcan 1300 yıl kadar önce şunu söylemiş:
“Gerçeğin önünüzde açık bir şekilde durmasını istiyorsanız, asla lehinde veya aleyhinde olmayın. ‘Lehte’ ve ‘aleyhte’ arasındaki mücadele, zihnin en kötü hastalığıdır.”
Evrim ise aklımızı kabileler oluşturmak, diğer kabilelere karşı ayırmak ve gerçeklere kör edecek şekilde tasarlamış. Bu hayatta kalmanın reçetesi. Ama ilk çağlarda.
Artık birkaç yüz kişilik gruplarda değil, milyonlarca kişi ile aynı toplumda yaşıyoruz. Herkes kendini her konuda haklı görüyor, buna biz de dahiliz, önce bunun farkında olmalıyız. Herkesin böyle düşünmek için bir sebebi var. Bir adım uzaklaşıp anlamaya çalışmalıyız. Örneğin ahlak gibi bir konuda farklı algıların bilincinde olmalıyız. İnsanları yaftalayarak onlarla bir ilişki kuramayız, özellikle de onların fikirlerini değiştirmek istiyorsak.
Kaynak: Jonathan Haidt’in 2008 tarihli TED konuşması