Mantıksız şeylere neden inanırız? Covid’in aslında var olmadığına, bize çip yerleştirdiklerine, aya gidilmediğine vs vs
İşte daha okul müfredatında yer alması gereken bir kitap! İnsanın toplumu anlama ve içinde yaşama kılavuzu! Hele sosyal medyanın 7bin mahalleyi ve 72 milleti cebimizdeki telefona sığdırdığı bir çağda, akıl sağlığımızı korumamıza destek olacak bir başvuru kaynağı!
Öncelikle şunu söyleyelim; yanlış inanışların dini, mezhebi, milliyeti, dili, ırkı, cinsiyeti, sosyo-ekonomik sınıfı ve siyasi kanadı yok! Her kesimden insan bir yanlış inanış hunisinin içine yuvarlanabiliyor. Çünkü hepimiz insanız, bunlar insana özgü yanılgılar.
Ariely huninin katmanlarını daha doğrusu aşağı düşmeye neden olan faktörleri dört başlıkta ele alıyor;
💗 Duygusal unsurlar: Duygular inanışlardan önce gelir, eylemlerin itici gücüdür. Önce hissederiz, sonra harekete geçeriz, en son düşünürüz (rasyonalize ederiz diyeyim hatta)
🧠 Bilişsel unsurlar: Motivasyonumuz, ihtiyacımız her neyse, bizi onu karşılamaya götüren bilgiyi aramaya yöneliriz. Yani işimize geleni dikkate alırız, dedik ya kararı verdikten sonra mantığa ot yemek düşer.
🥸 Kişilikle ilgili unsurlar: Bazı kişilik özellikleri de yanlış anlatıları benimsemeye yatkınlık doğurabilir. Ayrımız gayrımız yok dedik ama karakter özelliği önemli.
🤳🏻 Sosyal unsurlar: Kuvvetli sosyal etkiler insanı fikirlerini değiştirmeye iter, yanlış inanışlı kişileri kendine bağlı tutar hatta inanışların aşırılığının dozunu arttırır. Böyle bir sosyal çevre anlaşmayı mühürler, kaçmayı son derece zorlaştırır.
Sonra her bir başlığı açıyor, yapılan araştırmalarla. Bütün kitabı (içimize işlemiş) memleketimizin manzaralarını gözümün önüne getirerek okudum. Kitapta da siyasi örnekler vardı ama Ariely bu yanlış inanışları politika ile sınırlı tutmamak konusunda hassas davranmaya çalışıyor. Her neyse…
⁉️İyi de ne yapalım diyorsunuz, huniye giren insanları çekip almak için?
Eh bence siz okuyup kendi çıkarımınızı yapmalısınız. Ama kısa yanıtım şu olsun: Kapsayıcı olacağız, yargılamaya değil anlamaya çalışacağız, güven tesis edeceğiz, ayrıldığımız değil buluştuğumuz noktalara dikkat çekeceğiz. Bu seçimi kaçırdım ama bir sonrakine adayım, ben olmuşum 😆
Gelelim teşekkür faslına: Bu kitabı Optimist Yayın Grubu‘ndan Nilsu Kısacık geçtiğimiz ay bana gönderdi. Oysa ben daha bir sene önce gönderdiği ve çok da ilgimi çeken iki kitabı okuyamamıştım. Bir türlü sıra gelmediydi Kai- Fu Lee&Chen Qiufan’ın “Yapay Zeka 2041” ve Naomi Oreskes’in “Bilime Neden Güvenmeliyiz?” adlı kitaplarına. O yüzden de paylaşamamıştım sizlerle. Bu kitabı alınca hem mahçubiyetten hem de kitaplarını severek okuduğum ve tavsiye ettiğim davranış bilimci Dan Ariely’nin son kitabı olunca torpil yaptım, aldım okuma listemin ön sıralarına. Sanıyorum önümüzdeki dönem kitap kulübümüzün kısa listesinde favorilerden biri olur. Hararetle tavsiye ediyorum.