Sinema Kulübü’nde geçen ay izlediğimiz ve bu Pazartesi podcastte yayınladığım “A Man Called Otto” filmi hakkında güzel bir yazıya rastladım. Bu filmden çıkardığı dersleri sıralamış, ben aralarından beş hayat dersini beğendim ve sizinle paylaşmak istedim.
1. Herkesin özgün bir hikayesi vardır. Bildiğimizi varsaymamız lazım
Hükümler vermeyi ve yargılamayı ne çok seviyoruz. Ve her şeyi kişisel almaya meyilliyiz. Karşımızdakini anlamaya çalıştığımızda resim gerçekten tamamlanmaya başlıyor. “Huysuz ihtiyar” olarak etiketlediğimiz Otto’yu tanıdıkça sevmemiz gibi.
2. İnsanlar yardım etmek isterler. Herkes kendini yararlı hissetmek ister.
Çevremizdekilerden yardım istemekte de zorlanıyoruz. Ama çoğu insan yardım eli uzatmak ister, sadece bunu nasıl ve ne zaman yapabileceklerini bilmiyorlar.
3. Arkadaşlıklar her yerde ve herkesle filizlenebilir.
Otto ve Marisol’un arkadaşlığı gibi, hiç beklemediğiniz kişi ve ortamlarda arkadaş edinebilirsiniz. Üniversitede Uluslararası Gençlik Topluluğu, Fransızcamı unutmamak için gittiğim Ankara Fransız Kültür Derneği ve son yıllarda katıldığım Yaratıcı Drama atölyeleri benim en beklenmedik arkadaşlıklar edindiğim yerler olarak aklıma geliyor. Farklı milletler, farklı dünya görüşleri, farklı meslekler arkadaşlığa engel olmadığı gibi sizi geliştiriyor.
4. Bazen altın bulmak için derin kazmanız gerekir. İnsanlardan vazgeçmeyin.
Marisol’un Otto’ya erişmek için ısrarcı olması çok etkileyiciydi. Otto’dan gerçek bir mücevher çıktı. Böyle insanları etrafınızda keşfetmek de biraz çaba ve özveri istiyor.
5. İyilik bir bumerangdır. Başkalarına yardım etmek size de yardımcı olur.
Bu karma falan değil, gerçekten yardım etmek sizi iyileştiriyor. Stresinizi azaltıyor, öz saygınıza katkıda bulunuyor, kendinizi iyi hissetmenizi sağlıyor.
Kaynak makale: https://medium.com/@pmakatsaria/https-www-kindnesshabit-org-7-kindness-lessons-from-a-man-called-otto-355ee59b532b#:~:text=Realizing%20the%20people%20in%20his,own%20mental%20health%20and%20wellbeing