der-ya topluluğu iki yılı devirdi ve evrimleşmesi devam ediyor.
der-ya topluluğunu kurarken amacım kendisini geliştirmek arayışında olan insanlara birbirlerine destek olacakları bir paylaşım alanı açmaktı. Kurumsal bir işte çalışan, kariyer değiştirmeyi ya da kendi işini kurmayı planlayan, ya da kendi işini kurmuş ve yolun başında olan birisinin buradan beslenebileceğini hayal etmiştim.
Bu açıkçası hem “çalışan” hem de “zorlayan” bir durum oldu. Şunu demek istiyorum; kurumsalda çalışan insanlar kendi işini kurma veya yürütme çabasında olanlardan ilham aldılar, diğerleri de kurumsaldakilerden bakış açıları aldılar. Ama yine de düşününce kurumsaldan çıkanların daha ileri bir aşamaya veya zihniyete geçtiklerini söyleyebiliriz. İşte onlar için de ADA (Akıl Danışma grubu) konseptini getirmiştim. Bu yurtdışında çok gıpta ettiğim mastermind group yapısının bir uyarlamasıydı.
Bunu kendi yönetim kurulunu kurmak olarak da tanımlıyorlar. Aynı işi yapan ve o işi bilen insanlar, birbirlerinin yönetim kurulu üyesi oluyorlar. Her toplantıda kendi işlerinin seyri hakkında kısa/özet bilgiler paylaşırken, kafalarını kurcalayan veya takıldıkları konuları diğerleri ile paylaşıp masaya yatırıyorlar. Bir saatlik toplantı kapatılırken de her üye kendi işinde bir sonraki toplantıya kadar hayata geçirecekleri küçük değişikliklerin veya yapacağı işlerin “sözünü” veriyor.
Bu süreklilik ve taahhüt gerektiren bir yapı. Yani başta kararlaştırılan toplantı düzenine uymak ve katkıda bulunmak gerekiyor, yoksa koltuğunuzu kaybedebilirsiniz. Bu kurullara girmek için, eğer profesyonel bir moderasyon varsa yüksek ücretler bile ödenebiliyor. Benim hayal ettiğim ise, der-ya’ya üye olmanın bir filtre görevi göreceği, daha makul ve otonom bir düzen.
Eğer siz de kendi işinizi yapıyorsanız, eğitmen, içerik üreticisi, koç, danışman veya bir girişimci iseniz böyle bir yönetim kurulu oluşturmaya nasıl bakarsınız?