Logitech yazı dizisinde mutlu son 😊
En sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim: Haftanın her günü, günün en az 8-10 saati bilgisayar başındayım. Bir müzisyenin enstrümanı, bir sporcunun ayakkabısı neyse, bir fikir işçisinin de bilgisayarı, aksesuarları o önemde.
İlk paylaşımımın altında Görkem Töre Bey yorumunda bana “profesyonel kurulumumu gözeterek” kendisinin memnun olduğu MX Anywhere 3S’i önermişti. Logitech’ten Tuğba Hanım da bu seçime katılıyor olmalı ki bana denemem için gönderdiği farelerden biri de o oldu.
Hani bazı lüks araba markaları kapı kapanma seslerinden tanınır ya, bendeki ilk çağrışımı o oldu. Ama asıl şaşkınlığım Logi Options+ uygulamasında özelleştirme opsiyonları oldu.
Örneğin tekerleğe uyguladığınız gücü, yani ne sertlikte dönmesini istediğinizi uygulamada ekrandaki bir volümü arttırıp azaltarak belirleyebiliyorsunuz. Dijital bir komutla nasıl mekanik bir sonuç elde edildiğine hiç aklım ermedi!
En önem verdiğim özelliğin ise iki farklı bilgisayarda aynı anda kullanmak olduğunu söylemiştim. Fareyi sürüklerken, ekranın kenarına dayandığında öbür ekrana geçivermesi, sihir gibi! Flow özelliği bununla da kalmıyor. Beni takip edenler biliyor; podcastimde kitap kulübünde Zoom üzerinde yaptığımız buluşmalarımızdan bir derleme yayınlıyorum. Bazen Zoom’u dizüstü bilgisayarımda açıyorum ve kaydı oraya alıyorum. Podcast editini ise masaüstü Mac’te yaptığım için önce ses dosyasını dizüstünden buluta yüklemem oradan Mac’e indirmem gerekiyordu. Fareyle dizüstü bilgisayarda dosya üstüne sağ klikleyip “copy” yaptım, Mac ekranına fareyle geçip, dosya yöneticisinde “paste” yaptım saniyeler içinde 50MB’lık dosya geçmişti. Bu arada her dosya geçmeyebiliyor, sanırım dosyanın Mac işletim sistemi ile uyumu ile alakalı.
Kullandığınız her program için tuşlara ayrı özellikler atayabildiğinizi söylemiştim. Yani fare üzerindeki düğmeler imleç Excel üzerindeyken başka, Notion üzerindeyken başka bir fonksiyona bürünebiliyor, o işe daha kalkışmadım.
Bütün bunları bluetooth üzerinden yapması da güzel bir USB portu boşa çıkmış oldu. Bir de yanımda pil bulundurma gerginliğinden kurtuldum, şarjla çalışıyor.
Henüz alışamadığım tek şey M590’da tekerleği sağa sola eğip yatay eksende gezebiliyordum, elim ona gidiyor. Bunun yerine baş parmağımın altındaki tuşlardan birine basıp ileri geri kaydırdığımda bu hareketi yapabiliyorum, alışmam gerek. Bir de fare eskisi kadar sessiz değil, yani bu fareye sessizlik özelliği katmamışlar, ona da alışacağım.
Hayatı kolaylaştıran yenilikleri kim sevmez? Bunun toplam getirisinin kullanma sıklığı ile çoğaldığını düşünürsek benim için en baştan bu fareyi tercih etmem isabetli olurmuş.