Resim: Yasir Yeter / Pexels

O kimdi?

Parlak olduğu kadar sıcak bir gün Bağdat Caddesi’nde. Kızım Bağdat Caddesi’ni tanımıyor oysa 3-4 yaşına kadar çok gezdi kaldırımlarını bebek arabasında. Sonrasında yurtdışındaydık, döndüğümüzde artık büyümüşlerdi, AVM-cadde gezmeleri yerini başka programlara bıraktı.

Eşimle kızımı orada bırakıp Kadıköy dolmuşuna biniyorum, karşıya geçmem gerek. Oturduğum koltukta genç bir çift var yanımda. Bir kırmızı ışıkta duruyoruz. Açık pencereden yanımıza yanaşan araçtan yükselen “Olduramadım”ın introsu içeriye doluyor. Acı acı gülümsüyorum, göz ucuyla görüyorum ki kız da aynı şekilde gülüyor. Oğlan pencere kenarında oturduğu için onu görmüyorum ama tepkisizliğinden olsa gerek kız “bu günlerde herkes bunu dinliyor” diyor. Oğlan soruyor:
– Neden anlamadım?
– Özkan Uğur’un şarkısı ya
– Özkan Uğur kim?

İçim bir cızz ediyor, muhabbetin sonrasını duymuyorum. İşte, bütün Türkiye’nin tanıdığı diyoruz, çok yönlü sanatçı diyoruz, her kesime kendini sevdirmiş bir insan diyoruz. 20-22 yaşlarında bu genç bugüne kadar MFÖ’yü veya Özkan Uğur’u duymadığı gibi, ölümünün ardından yapılan bunca yayın ve paylaşım da onu teğet geçmiş.
Daha 2023 yılında hiçbir MFÖ şarkısına rastlamamış, bundan bir nesil sonra, 20 sene sonra MFÖ’yü acaba kaç kişi hatırlayacak ve dinleyecek?

Özkan Uğur benim hayatımda da silinmez izleri olan bir sanatçı, erken kaybına çok üzüldüm. Nurlar içinde uyusun. İyi ki onu tanımışız, iyi ki bu dünyadan geçmiş.
Ama şunları düşündüm, özellikle bu son olaydan sonra.

Sizi kaç kişinin takip ettiğinin, yazdıklarınızı okuduğunun önemi yok. Önemli olan, kaç kişi olursa olsun, sizin hayatına dokunduklarınız.

Başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüklerinin de önemi yok. Özellikle de sizin değer vermediklerinizin. Çünkü yaşamınız sadece size ait ve bir kere yaşıyorsunuz. Hayatınızın anlamını gerçekleştirmek için kimsenin onayına ihtiyacınız yok.

Tartışmaya katılın

Okumaya devam edin