Balıkesirli Avangart Kahveci

BALBUCKS yani “BAL-ıkesir, Belediyesi, Ulusal, Cay, Kahve, Servisi” sosyal medyada boy gösterisini yaptı. Muhtemelen belediyenin planı buydu, paramızla bu kadar reklam yapamayız. TT oluruz, dükkanı doldururuz diye düşündüler. Hatta belki makul fiyatlarına, mekanlarının dekorasyonuna harcadıkları paralara güvendiler.

Müşterinin kahveye değil, onca pazarlama taktiğiyle ilmek ilmek işlenmiş deneyime, sükseye para verdiğini, hatta cebinde olmayan parasını harcadığını görmezden geldiler.

Öte yandan logoda ve isimde bu kadar bariz esinlenmenin en başta mahkemeden geri döneceğini bilmemeleri mi, umursamamaları mı daha vahim kestiremiyorum.
Av.Murat Telci Twitter’daki bilgiselinde gayet güzel açıklamış, linkini bırakıyorum.

Belediyelerin işletmeciliğe soyunması yeni değil. Ben de gençliğimde fast food’la İzmir Belediyesi’nin Tansaş Café’sinde tanıştım desem yalan olmaz. Bir dükkan içinde hamburger, hot dog, ızgara tavuk gibi çeşitleri ilk defa orası sundu. Bu bir yenilikti.

Starbucks, Carribou, Tchibo, Caffe Nero, Kahve Dünyası gibi oturmuş markalarla bu taktiklerle rekabet etmeyi düşünmek ise saflık değilse ne? Belediyeler kendi tesislerinde, işletmeciliği düşünebilirler belki, bir müzenin içindeki kantin veya büfe gibi. Ama en doğrusu bunu uzman bir perakendeciye ihale etmek, kirayı alıp hiçbir detayla uğraşmamak.

Bütün protokol de yerini almış, en yüksek mülki amirden, emniyet müdürüne, bu hukuki ve ticari garabete adeta kefil görüntüsü veriyorlar.
Bundan daha acınası bir görüntü olamaz ülkenin ticari anlamda geleceği açısından.

Marka konusunda bu vurdumduymazlık ne ilk ne de son. Ama bu bir kişinin iş bilmezliği değil, bu bir kamu kuruluşu. Çok üzülüyorum, markalaşma adına bu duyarsızlığa, kaynakların heba edilmesine. Aklı evvelliğin, liyakate dönüşmesini göremeyeceğimden korkuyorum. Bir ümit paylaşıyorum belki birilerinde bir şüphe uyandırır.

Bunu paylaşın
Tartışmaya katılın

Okumaya devam edin