LGS adlı üç harfli bir garabet var, bilen biliyor. 2009-2008 doğumlular bu Pazar onunla karşılaşıyor.
Bütün bir yılı onun tarzını çözmeye, entrikalarıyla mücadele etmeye odaklanıyorlar. Sonunda da bir oturumda bütün birkaç senenin muhasebesi niteliğinde, önlerindeki eğitim hayatlarına etki edecek bir performans gösteriyorlar. Mantıklı mı? Değil. 90 çoktan seçmeli soru ile 155 dakikada bir gencin bilgi, analiz, kendini ifade yeteneği ne kadar ölçülebilir?
Yaklaşık bir milyon üç yüz bin öğrencinin gireceği tahmin ediliyor. Adil mi? Değil. Bir genç tek bir puana indirgeniyor ve hepsi en baştan sona sıralanıyorlar. Sanki gencin toplum için, çevresi için değeri o puanla ve sıralamadaki yeri ile ölçülüyor.
Ben çok iyi bir öğrenci değildim ama hep iyi okullarda okudum. Rekabet bu kadar sert değildi, o yüzden hep söylerim, bugün girsem okuduğum o okullarda kendime yer bulamazdım. Yani sistemde tek iyileşme belki üst sıralar için biraz daha fırsat eşitliği var, ülkenin batısı ile doğusu arasında. Ama ortalama başarı giderek düşüyor istatistiklere bakıldığında. Türkiye’nin 2003 yılından beri katıldığı PISA testinde okuma beceriler, matematik ve fen okuryazarlığında OECD ülkeleri arasındaki performansına bakmak yeterli.
Ama hala gençlerin kuvvetli yönlerini pekiştirmeye değil, eksik yönlerinden ötürü cezalandırma yoluna gidiyoruz. Yine takip edenler bilir, gençler yanlış’larını sayıyorlar, 8 yaptım, 5 yaptım diyorlar. Neyi bildiğine, iyi yaptığına değil, kaç yanlış yaptığına bakmak “öğretiliyor”. Çünkü mantık eleme üzerine, cevheri ortaya çıkarma değil.
Kızımın hayali ise ismini okuldaki panoda üst sıralarda görmek ve önümüzdeki yıl eski okuluna dönüp o yıl sınava gireceklere hitaben konuşmak, iyi bir okula girmiş ablaları olarak. Ah canım kızım, bunun ne önemi var diyesim geliyor, hemen sonra onun yaşında aynı hayali kurduğumu hatırlıyorum.
Geleceğin ne getireceği her zamankinden daha belirsiz. Gençleri bu belirsizliğe hiç iyi hazırlamadığımızı düşünüyorum. Onları daha esnek ve yaratıcı kılacak, felsefe, psikoloji, sanat, sporla uğraşmaları yerine onlardan komutla çalışan zekalar yaratmaya çalışıyoruz. Oysa onun alası yapıldı ve hızla da gelişiyor. Yapay zekanın hala yapamadığı ve uzun bir süre yapamayacağı ise bu yukarıda saydığım “insani” disiplinler.
Biz yine de tüm gençlerimize zihin açıklığı, ebeveynlere sabır ve anlayış dileyelim.Resmi daha büyük görmek için etkinleştirin,