142inci doğum günün kutlu olsun Atam!

“1335 senesi Mayıs’ının on dokuzuncu günü Samsun’a çıktım. Vaziyet ve manzara-i umumiye:”
diye başlar ulu önder Atatürk Nutku’na.

Ve şöyle bitirir:
“Saygıdeğer Efendiler, sizi günlerce işgal eden uzun ve teferruatlı nutkum, nihayet geçmişe karışmış bir devrin hikâyesidir. Bunda milletim için ve gelecekteki evlâtlarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek bazı noktaları belirtebilmiş isem kendimi bahtiyar sayacağım.

Efendiler, bu nutkumla, millî varlığı sona ermiş sayılan büyük bir milletin, istiklâlini nasıl kazandığını, ilim ve tekniğin en son esaslarına dayanan milli ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım. Bugün ulaştığımız sonuç, asırlardan beri çekilen millî felâketlerin yarattığı uyanıklığın eseri ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir.

Bu sonucu, Türk gençliğine emanet ediyorum.

Ey Türk gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti’ni, ilelebet (sonsuza kadar) muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin (varlığının ve geleceğinin) yegâne (biricik) temeli budur.

Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların (kötülüğünü isteyenler) olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyet’i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin (durumun) imkân ve şerâitini (şartlarını) düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait (elverişsiz) bir mahiyette (nitelikte) tezahür edebilir (görünebilir).

İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali (benzeri) görülmemiş bir galibiyetin mümessili (temsilcisi) olabilirler. Cebren (zorla) ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil (fiilî olarak) işgal edilmiş olabilir.

Bütün bu şerâitten daha elim (acıklı) ve daha vahim (korkunç) olmak üzere, memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet (doğru yoldan ayrılma, yoldan sapma) ve hattâ hıyanet (hainlik) içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini, müstevlilerin (memleketi ele geçirenlerin, saldırganların) siyasî emelleriyle tevhid edebilirler (birleştirebilirler). Millet, fakr ü zaruret (yokluk ve yoksulluk) İçinde harap ve bitap (bitkin) düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit (bu durum ve şartlar) içinde dahi vazifen, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”

Ezbere okuduğumuz gençliğe hitabeyi vatanı atalarımızın hangi şartlar altında kurtardığını tam manasıyla anlayamadığımıza inandığım için yazdım. Her satırında “olabilir” fiili ile betimlenen bütün olayların üstesinden gelindiğine ve o dahi insanın bunların aynen tekerrür edebileceğine ihtimal vermesine ve bir asır geriden bizi uyarmasına her okuduğumda şaşkınlık ve hayranlık duyduğum için yazdım.

142inci doğum günün kutlu olsun Atam!

Bunu paylaşın
Tartışmaya katılın

Okumaya devam edin