Dün akşam Kale Holding’in Levent’teki merkezinde bir araya geldik “malum” arkadaş grubumuzla.
Sumantra Goshal’ın kurumsal kültürün önemine “uyanmamı” sağlayan çok sevdiğim bir konuşması vardır World Economic forum’da yaptığı. “Smell of the Place” başlığıyla aratabilirsiniz. Kale Holding’i yakından tanıdığımı söyleyemem ama Levent’te o birbiriyle boy yarışına giren gökdelenler arasında, 80’lerin başlarında Yüksek Mimar Nişan Yaubyan tarafından modern bir üslupla tasarlanan binası, alçakgönüllü, sıcak havasıyla, beni İstanbul’a geldiğim gençlik yıllarıma götürdü. Akşamın ev sahibesi Sevgili Rana‘nın samimiyetinin, özeninin ve tertipliliğinin de eminim etkisi vardır ama mekan bana çok iyi geldi.
Topluluklar çok hassas organizmalar. Onu oluşturan canlı yapıların ortak bir ritim ve frekans yakalaması hiç kolay değil. Tabii birlikte hareket eden her grupta olduğu gibi, nereye gideceğiniz, hangi hızda gideceğiniz konusu, nerede ne zaman mola vereceğiniz net olmuyor, yol şartları da size bağlı olmuyor. Bazen hızlanıp, bazen duraklıyorsunuz. Sonra bir moladan sonra daha zinde bir şekilde yola koyuluyorsunuz. Hele aslolanın varacağınız yer değil yolculuk olduğunu kavramışsanız birlikte olmanın keyfini çıkarabiliyorsunuz.