Kız kardeş deyince benim aklıma anneannem ve tetem geliyor. Bugünkü Kuzey Makedonya sınırları içindeki Kratova’da başlayan iki kızkardeşin birbirine paralel hayatları (ruhları şad olsun). Küçükken o kadar büyük iki insanın kardeş olmasını idrak edemezdim, birbirlerine olan sevgileri sonra benim için anlam kazandı. Benim kızım ve oğlumun da ablamla benim, onlar gibi kardeş olduklarını (nihayet) anladıklarında kocaman şaşırmalarını unutamıyorum.
Coca Cola Foundation’ın Habitat Derneği ve TOBB ile hayata geçirdiği Kız Kardeşim projesini duymuş olmalısınız. Türkiye’de 2015’ten bu yana 450bin’den fazla kadına ulaşan proje son yıllarda verdiği eğitimlerin yanı sıra hibe miktarını da arttırmış, bu yıl 60 girişimci kadın 50şer bin liradan toplamda 3 milyon TL destek alacakmış.
Geçtiğimiz hafta Gikad / Kıbrıs Türk Girişimci Kadınlar Derneği’nin ev sahipliğinde “Değer Yaratan Kadın Girişimciler Zirvesi” düzenlendi. GİKAD son iki yılda bu “Kız Kardeşim” programı kapsamda KKTC’de sayısız proje gerçekleştirmiş. Kendilerini 1571’de Anadolu’dan Kıbrıs’a göçen Türk kadınları olarak tanımlıyorlar. Gerçekten eşine az rastlanır bir tutku ve enerji gördüm bu iş kadınlarında ve yaptıklarını hayranlıkla izledim.
Zirvede GİKAD ve Coca Cola bu çerçevedeki planlarından bahsettiler. Bir de Awen for Us Kurucusu Dr. Aylin LÖLE moderatörlüğünde “Sürdürülebilirlik Ekseninde Kadın Girişimciliği ve Kurumsal İtibar” konulu panel düzenlendi. Panelde; UNSDSN Turkey Yönetim Kurulu Üyesi Dr.Tamer ATABARUT ile Marmara Üniversitesi Ekonomik ve Sosyal Alanda Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fatma AYANOĞLU iş dünyasında kadın varlığının önemine ilişkin paylaşımlarda bulundular. Tamer Hoca’m aynı zamanda benim eğitmenlerinden olduğum BÜYEM | Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi’nin yöneticiliğini yapıyor. Aylin Hoca’mı da oradan tanıyorum, işte bu etkinlikte kadın girişimcilere tasarım odaklı düşünme ile değer yaratma konulu bir eğitim vermemi istemişlerdi benden. Konu değer yaratma olduktan sonra bana her yer Ankara dedim.
Ama benim için de eşsiz bir deneyimdi. 144 yıllık Bandabulya’da (kapalı halk pazarı) yaşları 25-60 arası değişen üretici kadınlara tasarımcı gibi düşünerek ürünlerini nasıl üretebileceklerini ve satabileceklerini anlattım. Yemek yapmaktan girdim, reçel satmaktan çıktım. Hakikaten özellikle ben yaşlardaki kadınların ilgiyle dinlediklerini ve çok güzel fikirler edindiklerini söylemeleri çok hoşuma gitti.
Günün benim için başka bir sürprizi ise KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’dan teşekkür plaketi almak oldu. Bilseydim kravat takardım.