Arkadaşlarım beni anlatıyor

“A tiger doesn’t change his stripes” sözünü duymuş muydunuz, meali; “insan 7’sinde neyse 70’inde odur”.

Mühendis Abi’ye sözüm vardı #keplichallenge için, biz kep takmadık ama cüppe sayılır herhalde. Sevgili Mustafa yıllığından arkadaş yazılarını paylaşmış, ben de imrendim. Can arkadaşlarımı iyi ki tanımışım, o günleri tekrar hatırladım. Bazılarını cımbızladım, bugün Linkedin köşemi kendime ayırdım, mazur görün.

“Dengeli kişiliğin, duyarlılığın, titizliğin, dehşet veren gözlemlerin, ölçüsüz merakın, hoşgörün ve nice özelliğin seni son iki senedir vazgeçilmez bir dost kıldı.”
“dehşet veren gözlemler ve ölçüsüz merak” benim en çok keyif aldığım ve beni ben yapan özelliklerin başında geliyor hiç kuşkusuz.

“Tüm tepkilere rağmen okula kravat takarak gelmene alışmadan önce epeyce bir süre bugün neden bu kadar ciddi giyindin? sorularına maruz kaldın, fakat sonunda titizliğini ve ayrıntılara olan düşkünlüğünü öğrendim.”
Evet ya, kravat bazen de pantalon askısıyla okula gelirdim, düşünebiliyor musunuz? Resmiyeti o yıllar daha çok severdim, belki de biraz enişteme özenirdim. 25 yıl kurumsal hayattan sonra kravatı artık sadece düğünlerde takıyorum. Belki de resmiyet değildi, özen’in bir ifadesiydi o tarz.

“Prensiplerin, dürüstlüğün, inançlılığın ve midenle bütünleşmiş olan sorumluluk duygun, tembelliğine rağmen seni hepimizin gurur duyduğu bir adam yaptığında..”
Burada iki vurgu yapacağım. Hani yoklama kağıdına imza atılırdı ya. Herkes bilirdi ki, ne başkasının adına imza atarım, ne de kendim için attırırım. İlk başlarda şaka yapıyorum sanmışlardı, yok yazılarak öğrendiler. Diğeri de tembelliğim, bu kadar üretken gibi göründüğüme bakmayın, aşırı yayarım, fena halde son dakikacıyım.

“Askılı, yaratıcı, farklı, kibar, düşünceli” evet anahtar kelimemiz Mete’ydi. Orijinal fikirlerinle ortaya çıkardığın Econ Oscar ödülleri ve en son karyola yarışması ile bize çok güzel anlar yaşattın.
Hep şakalar, organizasyonlar yaparak arkadaşlarımı şaşırtmayı, eğlendirmeyi sevmişimdir. En büyük keyfi ise o an değil, hazırlanırken yüzlerini hayal ederek yaşarım. Neurobilim bunu ispatladı zaten, alışkanlıklar böyle doğuyor, beyinde ödülü hayal etmeniz alışkanlık yapıyor, ödül değil.

“Bir dostluk oluşturabilmek için oldukça sınırlı ve hatta zararlı sayılabilecek UGT ortamında bile bir yakınlığı yakalayabildiğimize inanıyorum. Birlikte o zamanlar için çok ciddi bulduğumuz savaşımlardan biraz yıpranmış ama istediklerimizi elde etmiş olarak çıktık.”
Topluluklar hep hayatımda vardı. Uluslararası Gençlik Topluluğu da bütün üniversite yaşamımı değiştirdi, Hazırlık ve birinci sınıftaki yoğunluk, okulu bir sene uzatmama sebep oldu. Hep bir mücadele içindeydik, birbirimizle, içerdeki kliklerle, rektörlükle vs… İdeallerimiz için mücadele etmek herşeyden önemliydi. İdealleri fazla ciddiye almamayı (yani neyin en iyisi olduğundan emin olmamayı) öğrendim ama mücadeleciliğimden pek bir şey kaybetmedim.

Bu vesile ile mühendis adaylarına mentörlük verme girişimini duyurmak istiyorum.

“Hepimiz öğrenme yolcusuyuz. Öğrenme yolcusu olan herkes henüz usta olmamıştır, bu sebeple kendimize #kalfa diyerek, #kalfaveçırak projesini başlattık’ der Mühendis Abi ve Ablalar.

Siz de hem eğlenerek, öğrenirken gençlere ilham olma niyeti olanlar (kalfalar) 👇
https://docs.google.com/forms/d/e/1FAIpQLSewgE6to6GVAbE4npbbDZjOxdzO1NoTWWdcxo5-Pui2bWo5Kw/viewform

Kendi geliştirmeye istekli, öğrenmeyi seven 3. veya 4. sınıf mühendis adayları ve kariyerinin ilk beş yılında olan gençler (çıraklar)👇
https://docs.google.com/forms/d/e/1FAIpQLSedpWr5bzH03F-lH3OMdD_Y-APW63sgsgi3EVeOhotIMdlUOA/viewform

formlarından başvuru yaparak projeye dahil olabilirsiniz.

Tartışmaya katılın

Okumaya devam edin