İnsanın belli bir yaştan sonra edindiği arkadaşlıklar farklı oluyor. Aynı mahalleden olmak, aynı okula gitmek, aynı sınıfta olmak, aynı işyerinde çalışmak, aynı ekipte olmak bizim tercihlerimiz değil. Oralarda tanıştığınız insanlarla aynı ortamda bulunmaktan ötürü bir ilişki başlıyor aranızda. Tabii ortak paydalar da gerekli, aynı takımı tutmak, aynı müziklerden hoşlanmak, aynı türde filmleri sevmek ve aynı tür oyunlardan hoşlanmak gibi.
Ben de son 4 senedir, hiç tanışmadığım kadar insanla tanışıyorum. Kurumsal hayatın size çizdiği sınırların dışına çıkınca, kendi tercihlerinizi yapabilir hale geliyorsunuz. Sosyal medya tanışıklığı da böyle. İstediğiniz kişileri takip edebiliyorsunuz, yaşadığınız ülkenin, hatta dünyanın her yerinden insanlar. Bu kişilerin bazıları ile bağlantı kurup tanışabiliyor, bazıları ile tanışmakla kalmıyor, görüşmeye de başlıyorsunuz. Tabii sosyal medyada bunu yapmak herkesin başardığı veya kendini rahat hissettiği bir durum değil.
Ben DER-YA’yı kurarak böyle bir ortam oluşturduğumu düşünüyorum, topluluk yönetmek bir bağ kuruculuk. Gladwell’in Kıvılcım Anı kitabında anlattığı toplumda değişimin önünü açan üç arketip vardır. Bağ kurucu (connector), uzman (maven) ve satışçı (salesman). Uzman konuları derinlemesine bilen, başkalarına bu konularda yardımcı olmaktan hoşlanan kişiler; satışçı elindekini satmasını bilen ve seven; bağ kurucular da çok insan tanıyan ve onları bağlantılandırmaktan hoşlanan asıl yayılımı sağlayan kişiler.
Sertaç da bence bir bağ kurucu ama bunu üssel bir şekilde yapıyor, bağ kurucu, satışçı ve uzmanları bir araya getirip reaksiyonları tetikliyor. Dün akşam yine sayesinde öğrenme ve bildiklerini paylaşma meraklısı; yayınlar yapan, içerik üreten insanlar olarak birbirimizden beslendik. Benzer işler yapıyor görünsek de, herkesin birbirine katacağı çok şey var ve bunu bahsettiğim aynı okullu olmak, aynı işte çalışmaktan çok farklı görüyorum. Burada istediğimiz için bulunuyoruz. Birbirimizle uzun bir geçmişimiz olmamasına rağmen büyük oranda aynı kaygıları taşıyoruz, çok benzer sorunlarla mücadele ediyoruz. Bunun insana verdiği ortaklık duygusu ve anlaşılmanın verdiği haz bambaşka. Bu tarz topluluklara, kişisel ve kitlesel değişimdeki rolüne çok inanıyorum