Geçen haftaki podcastimde marka yöneticilerine naçizane öğütler vermiştim. Demiştim ki, nasıl ki markaları da insanlaştırıyoruz, onlar başlangıçta pazarlamacıların çocukları. Acaba markaları nasıl büyüteceğimizin esinini çocuk yetiştirmekten alabilir miyiz?
Hadi deneyelim; evrensel değerlerle yetiştirelim markamızı. Empati yapsın, dürüst olsun, bilinçli ve kendiyle barışık olsun, çalışkan olsun, sorumluluk sahibi olsun. Yani;
💞Empati yapsın: Tüketicilerin duygusal kararlar aldıklarını söyleyip duruyoruz. Herkes ihtiyacı için tüketiyor ama bunlar fiziksel olmaktan çok duygusal ihtiyaçlar. Marka tüketicilerin gerilim noktalarını, onları neyin endişelendirdiğini anladığını iletişiminde göstersin, onları sunduğu çözümlerle rahatlatsın.
🪞Dürüst olsun: Reklamında, iletişiminde bulunduğu vaatlerini gerçekleştirsin. Gerçekleştiremeyeceği vaadi vermesin. Bir süre geçtikten sonra tasarruf etmek için veya nasıl olsa fark edilmez diye bazı faydaları, katkıları içeriğinden eksiltmesin, ucuz muadilleriyle değiştirmesin, kalitesinden ödün vermesin.
☮️Bilinçli ve kendiyle barışık olsun: Sahip olduğu değerlerin farkına varsın. Kendini olduğu gibi sevsin, güçlü ve zayıf yönleriyle. Sahip olmadığı şeylere sahipmiş gibi, içinde olanları yokmuş gibi göstermesin. Tüketici sağlığına zararı olmadığı sürece, “kusurlarını” (örneğin içinde şeker katkısı varsa) örtmeye çalışmasın. İçi dışı bir olsun.
🛠️Çalışkan olsun: Stoksuz kalmasın, mesai saati dışında diye müşterisini geri çevirmesin, müşterilerini tatmin etmek için gayret etsin, hatalarını telafi ederken, başarılarını da duyursun. Yaptıklarıyla yetinmesin, kendini hep geliştirsin.
🎖️Sorumluluk sahibi olsun: Çevresine, kendini destekleyenlere karşı sorumluluklarının bilincinde olsun, sürdürülebilir bir kalkınma için elinden geleni yapsın, bunu dostlar görsün diye değil, varlığının buna bağlı olduğunun bilincinde olarak.
Bunlar başarılı bir çocuk pardon marka yetiştirmek için benim önerilerim. Bence bu prensiplere sadık kalınırsa o marka tutunur, uzun ve sağlıklı bir ömrü olur.