ÜSİMP (Üniversite Sanayi İşbirliği Merkezleri Platformu)’nun düzenlediği Türkiye’de İnovasyon Politikasından Son Eğilimler başlıklı webinara katıldım. Prof Dr.Erkan Erdil ve Doç.Dr. Semih Akcomak hazırladıkları rapordan hareketle çok faydalı bir bakış açısı sundular.
Erkan Hoca ODTÜ İktisat fakültesinde benim öğrenciliğimde genç bir asistandı, onu tekrar görmek güzeldi (yaşımız çıktı tüh 😁)
Dün paylaştığım gibi gelişmiş ülkelerin Bilim, Teknoloji ve Yenilik (BTY) politikalarında misyon odaklılık öne çıkıyor. Örneğin “Avrupa’da 2030 yılında 100 şehir karbonsuz yaşam sunacak” gibi. Tüm politika araçları bu misyonu gerçekleştirmek için yeniden tasarlanıyor.
Bizde ise hala ürün (proje) üzerine bir yaklaşım var. Savunma sanayinde belli ürünler veya otomotivde TOGG gibi. Bunun da bir misyon olduğunu söyleyebilirsiniz belki ama örneğin sürdürülebilirlik konusu yalnız başına bir elektrikli araç etrafında kotarılmaktan biraz uzak görünüyor.
Aktör oluşturma tarafında da bir yaklaşım var, çok sayıda teknopark/teknokent kuruluyor. Ancak bir teknopark yapıp içine firmaları doldurmanın, bir sinerji oluşmasına yeterli olmadığını, stratejinin ve bunları bir arada çalıştıracak mekanizamaların olması gerektiğini söylüyorlar.
Yani sorun kaynağın olmaması değil, doğru şekilde kullanılması, işbirliği ile paydaşların tek başına yaratabileceklerinden daha fazla bir etki yaratılması. Dönüp dolaşıp aynı konuya geliyoruz, liyakat ve işbirliği!
