“Değerli” müşteriler

Geçtiğimiz hafta PurposeNOW etkinliğinden bir paylaşım yapmıştım. Sürdürülebilirlik, marka amacı, sosyal fayda ele ele giden kavramlar ve bunun bir moda olmadığı giderek daha net anlaşılıyor. Hem gezegenin ve insanlığın hali hem de yeni yetişen nesilin duyarlılığı (ki bu da ilkinin bir sonucu tabii) ekonomik faaliyetlere yansıyor. Firmalar da aşama aşama bunu aksiyonlara taşıyorlar.

Türk Telekom yeni bir reklam yayınlamış geçtiğimiz hafta. 51 milyon müşteriye ulaşmışlar, çünkü “saymış”lar ve “sevmiş”ler. 51 milyonuncu müşteriyi duyurmak için bir kelime oyunu yapmışlar diye bakıyorum. Ama 51 milyon akıllara durgunluk veren bir rakam ve 50 de öyleydi, hatta 10 bile öyleydi bana sorarsanız bir şirket için. Neredeyse hayati ihtiyaç olan bir konuda bir zamanlar tekel olan bir şirket için ülke nüfusunun %60’ını müşteri yapması başarı mıdır, değil midir sorusuna girmiyorum. Ama bu gerçekten çok büyük bir sorumluluk. Düşünsenize, sizden fazla “müşteri” kaydı olan tek kurum var, Türkiye Cumhuriyeti. “Tek rakibimiz TC” diye reklam yapsalar yeridir.

Ama benim dikkat çekmek istediğim konu sloganları “Değerli hissettirir”.
Bazı şirketlerin ve yöneticilerinin bu denli hayattan kopuk olmalarını aklım havsalam almıyor. İmkanımız olsa da 51 milyon TT müşterisine sorsak “TT size nasıl hissetiriyor?” diye. Kaç kişi buna benzer bir cevap verir acaba? Bu vaade en yakın ifade sanırım L’Oreal “çünkü buna değeriz” diyor (o da değerim diyordu, devir değişti tabii, sarsılıp kendilerine gelmişler, birinci çoğula geçmişler). Bir telekomünikasyon şirketinin misyonu mudur insanlara kendini değerli hissettirmek? Hadi bunu geçtim, devlet kadar büyük bir yapı ben vatand… pardon müşterime değerli hissettireceğim dedi (devletle yarışıyor ya, olabilir), sözle uygulama arasında bu kadar fark mı olur! Lütfen linkin altındaki ikinci yorumu okuyun. Bence en az 50 milyon örnekten biri.
Daha da bir şey demiyorum!

Bunu paylaşın
Tartışmaya katılın

Okumaya devam edin