Yanıyoruz ama düzen yıkılmıyor. Temelde iki büyük sorunumuz var bence. Peşinen söyleyeyim ben de kendi payıma düşeni alıyorum.
Birincisi sorumluluk almamak. Küçüklüğümüzden beri bir yansıtma halindeyiz, ebeveynler de buna izin veriyor olmalı ki bu davranış yerleşiyor. Öğretmen bize takar, hakem penaltıyı vermez, filanca bizi kıskanır taş koyar, ama hep sorumluluk başkasındadır, ya da kısmetimizde yoktur. Zaten bahaneden daha sınırsız bir kaynak yok. Değerlendirme ya hiç yapılmıyor, ya da tarafgirlik ve duygular üzerinden yapılıyor, aklı selimle, bilimle değil. Böyle olunca öğrenme, gelişme olmuyor.
İkinci büyük sorunumuz ise toplu hareket edememek. Ülkenin yönetimini bir uygulamayla Twitter’a eşlesek bizden iyisi yoktu. Ama twitter’da karakter bırakmasak da birşey değişmiyor. Birbirimize ve kurumlara güvenemiyoruz, ortada bırakılmaktan veya kandırılmaktan korkuyoruz. Kayaya karşı sel değil yel oluyoruz. Sorumluluk almayanlar da engelsiz ve tasasız işlerine devam ediyorlar.
Ben ebeveynlikten başladım, orada da yolu yarılamadım gibi geliyor. İkincisinde de klavyeşörlüğü geçemedim henüz.