Ata tohumu, adı üzerinde çiftçiye önceki nesillerinden kalan tohum. Çanakkale, Tokat domatesi gibi çeşitler toprağı, yağış oranı, yüksekliği gibi faktörlerle kendine has karaktere sahip oluyor. 80’lere kadar çiftçi ürününü en yakın pazara götürür satardı, herşey mevsiminde tüketilirdi, insanlar da haftada bir pazara gider o haftalık alışverişini yapardı. Üretici sayısı da fazlaydı, kendi yakınındaki yerleşim yerine kilometre yapmadan, taze taze bunu satabiliyordu.
Ama şimdi arz talep dengesi değişti, piyasa küreselleşti. Örnek olarak, en fazla domatesi Rusya’ya satıyoruz. Rusya diyor ki, ben ince kabuklu, ekşimsi, şu boyda domates istiyorum. Biz de elimizdeki domates genlerini topluyor ve bu özelliklere göre melezleme yapıyoruz, işte bu ticari tohum oluyor. Bu teknoloji bizde ve tüm dünyada var, Rusya bize dese ki üzerinde 3 mavi benek olsun, onu da yapabiliriz. Böyle olunca tüm üreticiler Antalya’da da Çanakkale’de de bu domatesi ekiyorlar, çünkü alıcısı hazır. Ama tabii bu bizim biyolojik çeşitliliğimizi ortadan kaldırıyor.
Genetiği değiştirilmiş tohum ise başka bir şey ve nispeten masum bir noktadan çıkıyor. Ürünü korumak için çok miktarda ve sayıda tarım ilacı kullanılıyor. Bundan kurtulmak için, tohumun genlerinde değişikliğe gidiliyor ama burada sadece o ürünün değil hayvansal veya kimyasal değişiklikler de yapılabiliyor, işte bu nokta ticari amaçlı tohumdan farklılaşıyor, çünkü ticari tohumda sadece o ürünün çeşitleri içinde bir melezleme yapılıyor. Tabii GDO konusu bu tarım ilacı meselesi ile sınırlı kalmamış bambaşka amaçlar için de kullanılabiliyormuş. Ülkemizde mısırda ve ayçiçeğinde bu uygulamalar yapılırken, ithal edilen soyada da GDO varmış. Şimdilik yemlerde kullanılan bu ürünler soframıza da ithal yollarla gelebiliyormuş. Bir ilginç bilgi ise buğdayın genetiği değiştirilemiyormuş.
Ebru Baybara Demir‘i Nilay Örnek‘le yaptığı “Nasıl Olunur” söyleşisinde dinledim. Muazzam hiperaktif bir kadın, bir buçuk saatlik dudak ısırtan hikayesini dinlemenizi tavsiye ederim, bu bilgileri onun ağzından aktardım, şu an üzerinde çalıştığı ata tohumunu koruma ve yaygınlaştırma projesinden. En heyecan verici kısım ise ata tohumu kullanmanın romantik bir yere çıkmaması. Genetiği değiştirilmiş ürünler daha fazla verim veriyor ama onun için yaptığınız masrafı, borç faizlerini düştüğünüzde elinizde kalan ata tohumuna göre cazip değil ve Demir bunu yaptığı uygulamalarla ispatlamış durumda ve bu hareket yayılıyor.
Bu muhteşem kadını izleyelim, linkten dinleyelim.