Cumartesi günü Öğretmen Ağı‘nın düzenlediği Yaratıcı Özgüven Festivali’ne katıldım. 4.5 saatlik ama dolu dolu bir programdı, öğretmenlerin duyduğu kıvanç, heyecan ve enerjileri görülmeye değerdi. Oturumların isimleri bile şahaneydi “Kalıp Kıran Sahne”, “Keşif Vakti-İlham Arşivi” “Hata’lardan Hatta’lara-Renkli Hatalar Sahnesi”. Düşününce öğretmenlerin bu sahici heyecanı, motivasyonu boşuna değil, topluma bireyler yetiştiriyorlar, bundan daha büyük “amaç” olabilir mi? Yıllarını beyaz yakalığa vermiş birine öyle geliyor
(Aç parantez; öte yandan bizim de çocuklarımız var, neden başka herşeyi işi gücü, para kazanmayı bırakıp onları (18’ine kadar) yetiştirmeye kendimizi adamıyoruz? Bu da bana dert olan ama pek de birşey yapmadığım bir konu, kapa parantez).
Öğretmen Ağı’na kaydolun, belki onlara yapabileceğiniz bir katkı vardır ve mutlaka linkteki yaratıcı problem çözme rehberine göz atın. https://www.yaraticiproblemcozme.org/
Bir diğer keşfim de Eğitmen Murat Ülkü‘nün P4C (Çocuklar için Felsefe) uygulamalarıydı. Çocuklar birer “beyaz sayfa” oldukları için sadece düşünerek ve tartışarak doğruyu bulabiliyorlar, yeterince farklılık ve özgürlük varsa, onların herbiri bir filozof. Videoda anlatılan örnek çalışmayı mutlaka izleyin. Keşke çocukları sadece felsefe, drama ve biraz da matematikle ile yetiştirebilsek.