20.yy ekonomistleri teorilerini dayandırmak için Homo Economicus’u “rasyonel ekonomik insanı” icat ettiler. Tek başına karar veren, elinde para, başında bir hesap makinesi, kalbinde bir ego ve ayağının altında doğa. Çalışmaktan nefret eden, lükse bayılan, doyumsuz ve herşeyin fiyatını bilen. Sorun şu ki biz, bizi temsil ettiği düşünülen insana dönüştük.
Rasyonel ekonomik insan topluma ve yaşayan dünyaya zarar vermeye devam ediyor. Buna daha fazla seyirci kalamayız. O yüzden artık ekonominin kalbinde yeni bir insanlık portresine ihtiyacımız var.
Beyinlerimizin empati, işbirliği ve karşılıklı yardımlaşmaya programlı olduğunu kabul eden,
değerlerimizle birlikte isteklerimizin de değişeceğini fark eden,
ve doğaya hükmeden değil, hayatımızın ona bağımlı olduğunu anlayan.
Bu sözlerin sahibi ekonomist Kate Raworth’ün pandeminin başlarında 6 ay önce de paylaştığım bu videosu 7 bölümlük bir seriden.
Bu tez her zamankinden daha güçlü. Asıl tehlike virüs değil, başımıza her gelen felaketin (deprem bile olsa) nedeni doyumsuzluğuyla, açgözlülüğü ile insan!
İnsanlık ve toplum olarak zihniyet değişimi kaçınılmaz.