Dün öğlen Dr. Serhat TATLI‘nın konuğu sevgili dostum Serkan Eris‘ti.
https://lnkd.in/dzps_Yn
Serkan’la uzun yıllar sürecek yurtdışı deneyimizin ilk durağında beraber çalışmıştık. Zor zamanları birlikte göğüs germek her dostluğu sağlam kılar, bir nevi silah arkadaşlığı.
Onu dinlemek hem beni eskilere götürdü hem de dostumun öğütlerini duydukça keyiflendim. İşte altına imza atacağım tespitlerinden sadece birkaçı:
1.Bir yöneticinin görevi önce kendini, sonra ekibini, sonra işini geliştirmektir.
2.Her yönetici derin düşünmeye zaman ayırmalı.
3.Yönetici yaptığı işi iyi anlatabilmeli
4.Bugünün koşullarında uzun vadeli plan yapmanın anlamsızlığı.
Bunlar da Serkan’ın maddelerine benim yorumlarım:
1. Serkan yayında da (31:16) mesajladığım gibi, bir adam yetiştirme canavarıdır. Ekibiyle etle tırnak gibidir, onlara çok emek verir, karşılığında özverili çalışma yanında sevgi ve saygılarını alır. İş sonuçları da bu sayede gelir.
2. Eğitimci, psikolog ve filozof John Dewey’in çok sevdiğim sözü “Bizler deneyimlerden değil, deneyim üzerine düşünmekten öğreniriz”.
3. Heineken örneği hakikaten ibretlik (32:17)
4. “No battle plan ever survives contact with the enemy.” Helmuth von Moltke
Bu arada sağolsunlar çok yerde beni andılar. Romanya’da omzumuzdaki yükün farkındaydık ve hakkını vermeye çalışıyorduk. Çok yoğun çalıştığımız bir bütçe haftası, biraz nefes almak için haftasonu Prag’a bilet ayarladık. Ki orada da Pilsen’e gideceğiz, yani Efes’e adını veren şehre ve bira müzesini gezeceğiz. Cuma akşamı tam çıkacağız revize istediler. O gece sabaha kadar kalıp bitirip gönderdik, koşa koşa evden bavulumuzu kapıp havaalanına gittiydik. Hey gidi günler.