Bir akşam işten çıkmışsınız. Eşinizin doğumgünü için sürpriz küçük bir organizasyon yaptınız, onun düşüncesi içinde keyfle evinize doğru yol alıyorsunuz. Birden solunuzdan bir araç tekerleri öterek önünüze kırıyor, siz daha farkına varamadan, saliseler içinde kalbiniz güçlü bir şekilde çarpmaya başlıyor, direksiyonu sıkıca kavrıyorsunuz, vücudunuzdaki kaslar geriliyor, frene basıyorsunuz. Neyse ki arkanızdaki araç da size çarpmadan yavaşlayabildi, önünüze kıran araç da emniyet şeridine geçti, trafik akıyor, küfrü basıyorsunuz ama yola devam ediyorsunuz. 🤬
Bir kere vücut savaş-kaç moduna geçince sakinleşmek zordur, öfke vücuttan atması zor bir duygudur. Bazen sabah başınıza gelen böyle bir olay bütün gününüzü mahveder. 🌩
Peki ya bu sürücünün arka koltukta boğazına kaçan cisimle boğulmakta olan bir çocuğun çılgına dönmüş annesi olduğunu öğrenseydiniz? Yavrusunun hayatını kurtarmak için emniyet şeridine geçmeye çalışan bir anne! 😳
Bu öfke seviyenizi anında sıfırlar mıydı?
Çoğunluk için evet.
🧠Stanford araştırmacıları fMRI cihazlarıyla yaptıkları araştırmalarda yeniden çerçevelemenin duyguyu bastırmaya çalışmaktan veya görmezden gelmekten çok daha etkili ve sağlıklı bir yöntem olduğunu bulmuşlar.
Ya gerçek böyle değilse diye şüphe edenler, kendimizi kandırıp bu öküzlüğü sineye mi çekelim diyenler olabilir. Peki bunun için kendi gününüzü, sağlığınızı mahvetmek daha mı akıllıca?
(Bu anekdotu “The Net & The Butterfly” adlı kitaptan aldım, yaratıcılığın önündeki engelleri kaldıran çok önemli tespitleri var, ara ara paylaşacağım)