Tüketicinizi dinleyerek yeni bir kategori yaratabilirsiniz. Ama bir çok üretici gibi ürününüzle yeni bir kategori yaratamıyorsanız, mevcut kategoriye dişinizi geçirin, izi kalsın.
Bu sözlerin sahibi Adam Ferrier Nudgestock’da sunumunda “who gives a crap” isimli bir tuvalet kağıdı markasını örnek verdi. Kârlarının yarısını (şimdiye kadar 4 milyon dolar) az gelişmiş ülkelerde tuvaletler inşa etmek için bağışlıyorlar. Bu takdir edilecek bir tavır ama asıl alkışı 100% dönüşümlü olarak üretilen ruloların çok şık bir şekilde ambalajlanması alıyor. Öyle ki, bu tuvalet kağıtlarıyla misafirlerinize gösteriş yapabileceksiniz. Ve bir şey daha… bu tuvalet kağıtları sizin seçtiğiniz periyotta kapınıza kadar gelecek. Yani 36’lı, 48’li paket taşımanıza gerek yok.
Yaptıkları işe o kadar kendilerini vermişler ki, sitelerinde aklınıza gelen her soruya yanıt bulabiliyorsunuz. Örneğin hepsini tek tek ambalajlamak israf değil mi? Yanıt hazır: nemden korumak ve hijyen için zaten birşeye sarmamız gerekiyordu, 6’lı sarsak daha kalın bir kağıda sarmalıydık, aynı hesaba geliyor diyorlar. Ya da 48’ini bir arada sarsak plastik kullanmamız gerekirdi o da iyi bir alternatif değil diyorlar. Tabii bu haliyle ruloların ne kadar şirin oldukları ve sosyal medyada paylaşılmalarının iyilik mesajlarını çok daha fazla kişiye yaymalarına imkan sağladığını göz ardı etmemek gerek.