İlk gittiğiniz kütüphaneyi hatırlıyor musunuz?
İlkokulumdaki ve Karşıyaka çarşısındaki Mithat Hoca kütüphanesine gittiğimi hatırlıyorum. Ankara yıllarımda ODTÜ’nünkine ve Bahçelievler’deki Milli Kütüphane’ye giderdim. Sonrasında hiçbir kütüphaneye üyeliğim ve aldığım kitap olmadı.
Peki en son ne zaman bir kütüphaneye gittiniz?
Ben en son dün İzmir Kent Kütüphanesi’ndeydim. İzmir’e yolum düştükçe der ya Kitap Kulübü’nün İzmir whatsapp grubuna yazıyorum. Bu kez üyelerimizden Kent Kütüphanesi müdiresi Burcu Önenç Hanım bizi atölye çalışmaları için kullandıkları salona davet etti. Bu anlamlı daveti geri çevirmedik tabii.
Birbirimizi çoğunlukla ekrandan tanıyoruz ama yüz yüze de tanışmış olduk. Neler yaptığımızdan konuşurken Burcu Hanım kütüphaneye daha çok kentliyi davet etmek için görüşümüzü almak istedi. Yine beklenmedik ama olağan şekilde birçok bağlantı ve kişi ortaya çıktı. Sivil toplum kuruluşlarından bu konuda çalışmaları olanlardan, farklı kitap kulüplerine, hatta en çok şaşırtan; gençlerin takip ettiği kitap influencer’larına kadar bir çok yeni bilgi edindim.
Gözden kaçırdığımız bir konu da kamu görevlisi olmalarına rağmen görevlerine canla başla sarılan insanlar olması. Onların büyük bir samimiyetle ve alçakgönüllülükle fikir sormaları bile beni etkiledi. 7/24 kafa patlattıkları konularda bile insanlardan fikir almak istemeleri ne kadar açık fikirli olduklarını göstermiyor mu?
Nitekim bizim önerdiğimiz bir çok şeyi yaptıklarının farkına vardık. Öğrencileri belediye imkanlarıyla kütüphaneye getirip, atölyeler yaptırıyorlarmış, önce çevre yerleşim yerlerinde taramalar tespitler yapıp sonra gezici kütüphanelerle oraları ziyaret edip kitaplar ödünç veriyor, üç hafta sonra tekrar ziyaret ettiklerinde iade alıp yenilerini veriyorlarmış.
Tarihi Bergama vapurunu (ki çok binmişimdir Karşıyaka’dan Saint Joseph’e, Atatürk Lisesi’ne gider gelirken) üniversiteye hazırlanan gençler için kütüphaneye ve çalışma alanına çevirmişler, wifi, çay ikramı gibi imkanlar sağlamışlar. Ama hesapta olmayan şey vapurun sallantısının gençleri rahatsız etmesiymiş. Bu gibi birçok fikir denemeleri, üstelik bunu kısıtlı imkanlarla ve bürokratik katılıklara rağmen yapmaları beni çok etkiledi.
Havagazı Fabrikası’nda atölyeler düzenliyorlarmış, belediyelerin en beğendiğim faaliyetleri böyle fonksiyonunu yitiren devasa mekanları dönüştürmeleri. Kültürpark içinde de bir kütüphane açmayı planlıyorlarmış.
Ve daha neler neler, önce bir kitap okuyup ardından kitabın öyküsünün geçtiği yere geziler düzenlemeleri, Ar-Ge şefliği kurmaları vs…
Bunları keşke küçük videolar halinde hazırlasanız, metrolarda gösterseniz dedim tüm bu sosyal projelerle ilgilenen Mine Yıldız Hanım’a; tabii onu da yapmışlar izmir.kentkutuphanesi insta hesabına bakabilirsiniz. Araçlarda video gösterimi için de sıraya girmişler.
Ne işler yapılıyor, sessiz sedasız etrafımızda. Çevremizde olup bitene kafamızı kaldırıp bakmamız, farkında olmamız ve destek olmamız lazım böyle cefakar kamu çalışanlarına.