Geçenlerde Miro’ya göre “creator persona”mın “İnovasyon Kaşifi” çıktığını söylemiştim. Tanımları ve testi kaldırmışlar, ama bir hatırlatayım.
“Sen burada senaryoyu tersine çevirmek için varsın. Fikirlerin senin içinden taşar – sınırları zorlayıp dönüşüm başlatırken en iyi halindesin.”
🛠️ Süper Gücün: Yaratıcı problem çözme
🔥 Tarzın: Vizyoner, deneysel ve cesur
🤝 İdeal işbirlikçilerin: Bilgi Paylaşımı Yapan, Kapsayıcılık Şampiyonu”
demişler.
Fikirlerin içimden taşması çok tanıdık bir duygu, sınırları zorlamak da öyle.
Bu testi yapan kişiler arasında şanslı 50 kişiye bir kutu oyunu hediye etmişler. Nicole Kurek haber verdiğinde inanamadım. Böyle uluslararası hediyelerin gelmesine alışık değiliz. Ama işte geldi. 🥳
Kutu oyunlarına bayılırım, bunu da keşfetmek için sabırsızlanıyorum.
Oyun oynamadan, denemeden nasıl yeni fikirlere varabiliriz ki?
Miro’cuların mottosu da bana çok ilham veriyor:
“LEARN, GROW and DRIVE CHANGE.”
Başarılarımızı ve başarısızlıklarımızı açıkça değerlendiriyoruz ve bu öğrenimleri işimiz, ekibimiz ve bireysel gelişimimiz için uyguluyoruz.
Miro bir beyaz tahta uygulaması. Ekiplerin uzaktan birbirleriyle çalışabilmesine imkan sağlıyor. Çok sayıda farklı amaçlar için modeller, şablonlar var, bir çoğu da kullanıcılar tarafından geliştirilmiş. Çok daha organize bir şekilde çalışabiliyorsunuz. Oylama gibi, prototipleme gibi birçok fonksiyonla da desteklenmiş. Bütün çalışmanın dijital halde olması ayrı bir kolaylık ve tabii tahmin edebileceğiniz gibi yapay zeka entegrasyonuna da imkan sağlıyor. Ben işimin yanı sıra, (özellikle topluluklarım için) farklı konularda fikir geliştirmeyi, görsel düşünmeyi Miro ile yapıyorum.