Derya Tombuloğlu dört yıl önce yayınladığım podcast söyleşimiz hakkında çok güzel bir yazı paylaşmış. Kaybolsun istemedim, ben de sizinle paylaşıyorum.
Geçenlerde 2021 yılında Mete Yurtsever ile gerçekleştirdiğimiz sohbet tekrar karşıma çıktı. Dört yıl insan gelişimi için uzun bir zaman… “Acaba o gün ne demişim?” diye merak edip geri dönüp dinledim.
Geçmişteki düşüncelerini duymak, o zamanki bakış açını, endişelerini, umutlarını duymak cesaret isteyen bir deneyim—adeta bir zaman kapsülü açmak gibi. Bu nedenle genelde insanı hoşnut etmez. Tıpkı gençlik döneminde yaptırılan dövmeler gibi…
2021, hem bireysel hem de toplumsal olarak zorlu bir yıldı. Pandemi, ekonomideki belirsizlikler, kendimiz ve sevdiklerimiz için duyduğumuz sağlık endişesi… Benim için en büyük kişisel kırılmaları yaşadığım bir dönemdi.
Ama geri dönüp baktığımda fark ettim ki, o dönem daha umutlu ve üretkenmişiz. Ekibimiz 10 kişiyi bulmuştu, birçok kurumla geleceği şekillendirecek projelerin içindeydik. Bugün ise içinde bulunduğumuz ekonomi, adalet ve liyakat krizi, hepimizi çok daha umutsuz hale getirdi. Bir diğer taraftan sohbetimizde bahsettiğimiz birçok proje hala güçlenerek varlığını devam ettiriyor. Bu da işin güzel tarafı.
Bana yaşam motivasyonu veren şey, her zaman gelecek düşüncesi olmuştur. Ancak belki de bu dönemde geçmişi hatırlamak, o enerjiyi yeniden hissetmek ihtiyacımız olan motivasyonu sağlayabilir. Takip ettiğimiz podcast serilerinde en güncel konuşmalar yerine biraz daha eskiye gitmek iyi bir yol olabilir.
Mete Yurtsever Bey’e bu kaydı yaşattığı için teşekkür ederim, genelde böyle davetlere çekimser davranırdım ama benim için güzel bir geri dönüş fırsatı sağlamış oldu.