Haberlerde görmüş olabilirsiniz, ben Oksijen’in bülteninde okudum. İstanbul Erkek Lisesi 9.sınıf öğrencilerinden bir grup, kız öğrencileri “ölüm tehdidine taciz ve tecavüzü normalleştirmeye varan ifadeler”e maruz bırakmışlar. 11.sınıf erkek öğrencileri de onları darp etmiş. Kız öğrenciler olaylardan yaşadıkları dehşeti ve duyarsızlık karşısında hayal kırıklıklarını anlatan bir bildiri yayınlamışlar haklı olarak. Olay kamuoyuna yansıyınca Öğrenciler Birliği bir açıklama yayınlamış.
Böyle sözümona savunma refleksiyle, atarlanan, olayın özünü kaçıran, empati yoksunu metinleri görünce kan beynime sıçrıyor. Kurumun itibarı varsa, böyle yazılarla benim nazarımda darmadağın oluyor.
Böyle bir olayda toplumun beklediği ilk şey, şeffaflık, sorumluluk üstlenme, mağdurlara odaklanma ve çözüm iradesi.
Yapılması gereken “Her şey kontrol altında, kültürümüz sağlam, bu sadece bireysel bir sapma” demek değil; tam tersine “Bu yaşanmışsa, sistemimizde bir sorun var demektir” diyerek özeleştiri ve güven verme iradesini göstermek.
Bunu kurumlar ne zaman öğrenecekler, kriz durumunda iki laf edemeyip “tüy dikme” halinden nasıl kurtulacağız? Haşa ben bu işin uzmanı değilim, daha önce kendim kaleme alıyordum bu korsan bildirileri, artık LLM’ler pek güzel iş görüyorlar. Üstadların görüşlerini merak ediyorum. Murat Göllü Prof. Dr. Çisil Sohodol Kurumsal İletişimciler Derneği
Ekte orijinal açıklamayı ve yanında “korsan” benim yapay zekaya yazdırdığım açıklamayı bulabilirsiniz. Görselleri metinden kopyalayıp ben oluşturdum. Orijinalinde “pes” dedirten satırları bold yaptım, vurgu bana ait yani.
PS1: İstanbul Erkek Lisesi ile hiçbir alıp veremediğim yok. Aksine böyle saygın bir kurumun düştüğü duruma üzülüyorum, ülkedeki bir çok kurumla aynı kaderi paylaşmalarına şaşırıyorum.
PS2: Bu başlığı Selçuk Şirin Hoca’nın 12.12.2025 tarihli yazısından sonra onun ifadesine atfen koydum. O yazıyı da okumanızı tavsiye ederim.







