der ya Sinema Kulübü ile Soul

Sinema Kulübümüzün dokuzuncu buluşmasında Ters Yüz, Yukarı Bak gibi filmlere imza atan Disney Pixar ekibinin 2020 yılında gösterime giren filmi “Soul”u konuştuk.
Orta okul müzik öğretmeni Joe Gardner, bir jazz piyanisti olmanın hayalini kuruyor. Tam bunu başardığı gün neşe içinde New York sokaklarında yürürken, açık bir rögar kapağından içeri düşüyor. Ancak burası, yaşam ve ölüm arasında farklı bir dünyaya açılıyor.
Film Pixar’ın yaptığı diğer animasyonlar gibi sanki çocuklardan çok büyükler için yapılmış, hatta yönetmen bunu söyleşilerinde ifade ediyor, filmi özellikle 40’lı yaşların başındaki kişilere ithaf ediyorlar. Çünkü daha çok onlar hayatlarının bu evresinde yaşamlarını sorguluyorlar. Hayat ve Yaşam kelimelerinin anlamı üzerinde düşünmemiştim, Damla Ömür Tantekin’in bu Pazarki paylaşımında aydınlandım. “Hayat” dediğimiz bir süreyi, “yaşam” dediğimiz ise o süreyi nasıl kullandığımızı ifade ediyormuş.
Film hayatın anlamı üzerinde düşündürüyor. Hayatın bir anlamı var mı, varsa ne? Anlamını bulan kişiler nasıl yaşıyor, bulamayanlar nasıl yaşıyorlar?
Biz de film üzerine sohbetimizde her zaman olduğu gibi çok ilginç konuları öne çıkardık. Hata yapmaktan korkmanın, mükemmeliyetçiliğin bizi sıkıştırdığı noktaları, çokça ihmal ettiğimiz anı yaşamanın önemini, öz şefkat eksikliğimizi ve daha nicelerini. Tabii önce filmi izlemenizi öneriyorum, spoiler’lardan kaçınmak ve aynı frekansta buluşmak için.

Dinlemeye başlayın

Sinema Kulübümüzün dokuzuncu buluşmasında Ters Yüz, Yukarı Bak gibi filmlere imza atan Disney Pixar ekibinin 2020 yılında gösterime giren filmi “Soul”u konuştuk.
Orta okul müzik öğretmeni Joe Gardner, bir jazz piyanisti olmanın hayalini kuruyor. Tam bunu başardığı gün neşe içinde New York sokaklarında yürürken, açık bir rögar kapağından içeri düşüyor. Ancak burası, yaşam ve ölüm arasında farklı bir dünyaya açılıyor.
Film Pixar’ın yaptığı diğer animasyonlar gibi sanki çocuklardan çok büyükler için yapılmış, hatta yönetmen bunu söyleşilerinde ifade ediyor, filmi özellikle 40’lı yaşların başındaki kişilere ithaf ediyorlar. Çünkü daha çok onlar hayatlarının bu evresinde yaşamlarını sorguluyorlar. Hayat ve Yaşam kelimelerinin anlamı üzerinde düşünmemiştim, Damla Ömür Tantekin’in bu Pazarki paylaşımında aydınlandım. “Hayat” dediğimiz bir süreyi, “yaşam” dediğimiz ise o süreyi nasıl kullandığımızı ifade ediyormuş.
Film hayatın anlamı üzerinde düşündürüyor. Hayatın bir anlamı var mı, varsa ne? Anlamını bulan kişiler nasıl yaşıyor, bulamayanlar nasıl yaşıyorlar?
Biz de film üzerine sohbetimizde her zaman olduğu gibi çok ilginç konuları öne çıkardık. Hata yapmaktan korkmanın, mükemmeliyetçiliğin bizi sıkıştırdığı noktaları, çokça ihmal ettiğimiz anı yaşamanın önemini, öz şefkat eksikliğimizi ve daha nicelerini. Tabii önce filmi izlemenizi öneriyorum, spoiler’lardan kaçınmak ve aynı frekansta buluşmak için.

Bunu paylaşın
Tartışmaya katılın