DYF Sinema Kulübü ile The Imitation Game

DYF Sinema Kulübü’nün beşinci buluşmasında 2015 yılı yapımı Morten Tyldum’ın yönetmenliğini yaptığı The Imitation Game Enigma adlı filmini konuştuk.
Film İngilizlerin İkinci Dünya Savaşı’nda Almanların kullandığı Enigma adlı şifreleme sistemini kırmaya çalışmasını konu ediyor. Bu amaçla kurulan merkez yetersiz kalınca Alan Turing’in ekibe dahil edilmesi, onun etrafındakilerin inançsızlığına rağmen şifreyi çözmesi ve savaşın gidişatını değiştirmesi anlatılıyor.
Film Hollywood’un genelde yaptığı gibi tarihi kaynakların yazdıklarından biraz daha farklı bir hikaye resmediyor. Turing’in her şeyi kendi başına çözdüğü izlenimini alıyorsunuz. Halbuki İngilizlerin kendilerinin de ifade ettiği gibi Polonyalı matematikçilerin çalışmaları üzerine Turing’in bilgisayarını geliştirdiği biliniyor. Öte yandan Turing’in gerçek hayatta daha sosyal bir insan olduğunu biyografilerden öğreniyoruz. Filmde yansıtılan takıntıları da bu biyografilerde yer almıyor. Yine filmdeki birçok karakterin daha dramatik bir hikaye oluşturulması için olduklarından farklı gösterildiğini, hatta bu işlenişin akrabaları tarafından eleştiri aldığını okuyoruz.
Neticede bunlar Alan Turing’in bilgisayarın öncülerinden olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Fakat günümüzden sadece 60 yıl önce toplumun değer yargılarının onu mahkum ettiğine ve henüz 42 yaşında hayatına son verdiğine insan şaşırıyor. Kim bilir bugünkü değer yargılarımızın hangileri, ne kadarı bundan 50 yıl sonrakileri şaşırtacak diye düşünüyorsunuz.
Filmin yanı sıra bu sorulara ve teknoloji ve savaşlar konuşulurken konu ister istemez bugüne, yine devrim yapan teknoloji ile bitmeyen savaşlara da değindik, insanlığın kaderinin nereye evrildiği konusunda görüşlerimizi paylaştık. Sırasıyla söz alanlar
(02:17) Şeyda Hasçizmeci, (03:54) Ayşenur Sarıkaya Masat, (09:42) Suat Soy (13:00), Mete Yurtsever, (14:08) Meral Kuzu, (17:02) Cem Çağatay Karaali, (20:54) Talha Çelik, (25:06) Mete Yurtsever, (26:30) Meral Kuzu

Dinlemeye başlayın

DYF Sinema Kulübü’nün beşinci buluşmasında 2015 yılı yapımı Morten Tyldum’ın yönetmenliğini yaptığı The Imitation Game Enigma adlı filmini konuştuk.
Film İngilizlerin İkinci Dünya Savaşı’nda Almanların kullandığı Enigma adlı şifreleme sistemini kırmaya çalışmasını konu ediyor. Bu amaçla kurulan merkez yetersiz kalınca Alan Turing’in ekibe dahil edilmesi, onun etrafındakilerin inançsızlığına rağmen şifreyi çözmesi ve savaşın gidişatını değiştirmesi anlatılıyor.
Film Hollywood’un genelde yaptığı gibi tarihi kaynakların yazdıklarından biraz daha farklı bir hikaye resmediyor. Turing’in her şeyi kendi başına çözdüğü izlenimini alıyorsunuz. Halbuki İngilizlerin kendilerinin de ifade ettiği gibi Polonyalı matematikçilerin çalışmaları üzerine Turing’in bilgisayarını geliştirdiği biliniyor. Öte yandan Turing’in gerçek hayatta daha sosyal bir insan olduğunu biyografilerden öğreniyoruz. Filmde yansıtılan takıntıları da bu biyografilerde yer almıyor. Yine filmdeki birçok karakterin daha dramatik bir hikaye oluşturulması için olduklarından farklı gösterildiğini, hatta bu işlenişin akrabaları tarafından eleştiri aldığını okuyoruz.
Neticede bunlar Alan Turing’in bilgisayarın öncülerinden olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Fakat günümüzden sadece 60 yıl önce toplumun değer yargılarının onu mahkum ettiğine ve henüz 42 yaşında hayatına son verdiğine insan şaşırıyor. Kim bilir bugünkü değer yargılarımızın hangileri, ne kadarı bundan 50 yıl sonrakileri şaşırtacak diye düşünüyorsunuz.
Filmin yanı sıra bu sorulara ve teknoloji ve savaşlar konuşulurken konu ister istemez bugüne, yine devrim yapan teknoloji ile bitmeyen savaşlara da değindik, insanlığın kaderinin nereye evrildiği konusunda görüşlerimizi paylaştık. Sırasıyla söz alanlar
(02:17) Şeyda Hasçizmeci, (03:54) Ayşenur Sarıkaya Masat, (09:42) Suat Soy (13:00), Mete Yurtsever, (14:08) Meral Kuzu, (17:02) Cem Çağatay Karaali, (20:54) Talha Çelik, (25:06) Mete Yurtsever, (26:30) Meral Kuzu

Bunu paylaşın
Tartışmaya katılın