Kitap Kulübümüzde Eylül ayında 21’inci buluşmamızda Michael Ende’nin Momo adlı kitabını konuştuk. Bu bölümde katılımcılarımızın kitaba ilişkin görüşlerine yer veriyorum.
Momo bir fantastik eser, terk edilmiş bir amfitiyatroda tek başına yaşayan yetim kız Momo kitabın kahramanı. Momo’nun en iyi yaptığı şey insanları dinlemek, bu sayede çok arkadaşı var. İnsanlar ona dertlerini anlatmaya geliyorlar ve oradan ayrılırken kendilerini çok iyi hissediyorlar. Momo ayrıca çocukların hayal kurmalarına, saatlerce oyunlar kurgulamalarına yardımcı oluyor. Ancak bir gün duman adamlar çıkageliyor. Bu duman adamlar insanların zamanından çalıyor ve giderek tüm şehri kontrolleri altına alıyorlar. Momo tek başına onlarla mücadele etmeye karar veriyor.
Aslında bir çocuk veya genç kitabı olarak görülse de yetişkinler arasında ilgi gören bir kitap olmuş. Özellikle pandemi sonrası dönemde kitabın mesajlarının çok daha etkili olduğu sonucuna vardık sohbetimizde.
Pandemide zaman durmuş gibi oldu ve biz kaybettiğimiz zamanın daha fazla ayrıdına vardık. Dünya evden çalışma ve hibrit sistemleri hararetle tartışıyor. Kitabın bize çağrıştırdıkları tabii zamanla sınırlı değil, dinlemek, empati, özgürlükler ve daha bir çok konuyu katılımcılarımız dile getirdiler.
Yasemin Parlak Demir (02:02), Aycan Acar Şahin (03:44), Seda Yaralı (05:46), Burcu Ulu (09:57), Arzu Karaahmetoğlu (11:45), Yavuz Abut (14:21), Talha Çelik (18:26), Gamze Ürkmez (22:51), Alim Küçükpehlivan (26:03), Müge İrfanoğlu (29:22), Arzu Karaahmetoğlu (31:09), Gamze Ürkmez (32:30)