Türkiye’nin kalkınmada seçimi

Değer Yaratmanın Formülü | Podcastinde Pazartesi günü yayınladığım Selin Kılıç ile söyleşimizde PwC’nin Gelecek Trendleri Araştırmasından bahsetmişti. Türkiye’de iş dünyasına yön veren farklı uzmanlık alanlarından ve sektörlerden üst düzey yönetici, akademisyen ve kanaat önderlerinden oluşan 250 kişi; gelecek öngörülerini, dünyanın ve Türkiye’nin gelişiminde belirleyici olacak temaları, fırsatları ve endişelerini anlatmışlar.

Katılımcıların dünyada ve Türkiye’de önümüzdeki on yılda hangi sektörler öncülüğünde gelişme yaşanacağı konusunda farklı öngörüleri var. Türkiye özelinde bu fark bir iradenin değil mevcudun devamına işaret ediyor.

İnsanın aklına hemen şu geliyor; bir ülke küresel ekonomi içerisinde bu denli farklı tercihlerde bulunarak bağımsızlığını sürdürebilir mi?
Öte yandan biliyorsunuz kişisel gelişimde de öne çıkan bir görüş, zayıf yanların kuvvetlendirilmesi değil, güçlü yanların parlatılarak bir fark yaratılması yönünde. Tamam turizm bizim için bir lütuf ama onun da hakkını veriyor muyuz, bunun için ulusal bir politika var mı?

Gönül isterdi ki Cumhuriyet’in 100 ‘üncü yaşına daha bir coşkuyla girelim. Önümüzdeki yıl şu yaşadıklarımızdan bir 10 ‘uncu yıl marşı veya benim çocukluğumdaki 50 ‘nci yıl marşı çıkacak gibi görünmüyor. (75 ‘inci yıl marşını bilen var mı bu arada? Pek hayra işaret değil yani hatırlamamamız). Yine de biz enseyi karartmayalım, bu savrulmuşluğun yerini yeni bir atılım alacaktır, ülkenin silkinip kendine gelmesi yakındır.

Bunu paylaşın
Tartışmaya katılın

Okumaya devam edin