Her prototip bir hikayedir

Girişimcilerle konuştuğumda onların zihnini en çok meşgul eden şeyin işin en ideal haliyle kurulması ve ona dair yaşayacakları sıkıntılar olduğunu fark ediyorum. Bundan bir çok yerde bahsettim ama burada yazdığımı hatırlamıyorum.

İstanbul’daki ilk yıllarımda kendi başıma bir eve geçtiğimde hayal ettiğim şeylerden biri evde kendime yemek yapmaktı. Öğrenciliğimde ya ablamın, ya da annemin yanında ekmek elden su gölden yaşadığımdan bu benim için büyük değişiklikti. Bir şey bildiğimden veya kabiliyetli olduğumu düşündüğümden değil heves ediyordum. İlk 3-4 hafta hiç kalkışmadım, neden biliyor musunuz? Evde kaşıklık yoktu, alamamıştım henüz. İstemediğimden veya üşengeçlikten değil bayağı hayıflanıyordum eve geldiğimde. Yemek yapmak için bütün donanımın tam olması gerektiğine inanıyordum. Tamam biraz üşengençlikten olabilir, ama herhalde daha çok başarısızlık endişesinden.

Sonrasında da iş hayatında milyon dolarlık tasarruf veya rekabet avantajı getireceğini düşündüğüm projeler için masa başında uzun tartışmalara giriştim. Ama işin en ideal şekliyle olmasına çalışarak veya tüm yatırımın yapılması gerektiği kabulüyle zaman kaybettiğimizi şimdi anlıyorum. Oysa büyük karar için onun bir prototipini test edip bulguları sunmak belki onları ikna etmeme veya daha hızlı yol almamıza yarayabilirdi.

İnsanlar her zaman soyut şeyler hakkında düşünmekte zorlanıyorlar. Böyle bir kabiliyetleri şüphesiz var, bugünkü uygarlığımızı buna borçluyuz ama bu zor, o yüzden hikayeler çok değerli, insanları ikna etmek için. Bir prototip de size bir hikaye sunma kapasitesine sahip.

Büyük veya küçük fikrinizi nasıl prototipleyebilirsiniz? Mış gibi yaparak kullanıcınızdan neler öğrenebilirsiniz? Nasıl ellerinde tutabilecekleri veya gözleriyle görebilecekleri bir hale getirebilirsiniz? Her fikir prototiplenebilir, eğer ikna olmuyorsanız sorun, söyleyeyim 😉

Bunu paylaşın
Tartışmaya katılın

Okumaya devam edin