Foto: Pixabay / Pexels

Veride güvenlik

Değer Yaratmanın Formülü podcastinde bu hafta “Büyük Veriyi İnsancıllaştırmak” adında bir bölüm yayınlamıştım. Colin Strong‘un Humanizing Big Data adlı kitabının geniş bir özetini paylaşmıştım. Şöyle bir bölüm vardı:

“…Markalar tarafında ise araştırmaların ortaya koyduğu enteresan bir durum var. Veriyi yoğun olarak kullanan markalar eninde sonunda bir hata yapacaklar. Ancak tüketicinin buna vereceği tepkinin şiddeti markaya olan güvenle doğru orantıda oluyor. Yani marka güvenilir bir imaj yaratmaya ne kadar odaklanırsa hata yaptığında yarattığı tepki ve hayal kırıklığı o kadar büyük oluyor”

Hemen üstüne Akbank’ın yaşadığı sorunlar geldi. Konu veri güvenliğinden çok bir altyapı ve yazılım sorunu gibi görünüyor ama bu yorum hala geçerli.

Kitaptaki çözüm önerilerinden biri şuydu: “Güven çerçeve anlaşmaları diyebileceğimiz topluca üzerinde anlaşılmış kurallar, araçlar ve altyapılar ile kişilerin ve kurumların daha güven içinde çalışmasını sağlamak. Bu sonuçta bilgilerin paylaşılmasının çoğalmasıyla daha özgün ve gelişmiş servislere, inovasyonlara sıçrama tahtası işlevi görebilir.”

Her ne kadar güvenlik konusu mahremiyet barındırsa da, dışa kapalı, şeffaflık barındırmayan modellerin yarattığı durum ve hayal kırıklığı ortada. Ben yine çözümü işbirliğinde ve şeffaflıkta görüyorum.

Akbank için üzgünüm ama bu tarz krizler tüm kurumlar ve toplum için bir silkelenme ve kriz iletişimi de dahil uygulamalarına bakma fırsatı veriyor.

Podcasti dinlemek için Büyük Veriyi İnsancıllaştırmak

Bunu paylaşın
Tartışmaya katılın

Okumaya devam edin