Merhaba sevgili dinleyiciler
5 Eylül’de birinci yılını dolduracak Değer Yaratmanın Formülü podcastinde, size yeni ufuklar açacağını düşündüğüm konu ve konuklarla sizleri buluşturmaya çalışıyorum. Bu bölümde ise bir değerlendirme yapmak ve sizden görüşlerinizi almak istiyorum. Tabii bunu burada yapamayacağız bana birkaç dakikanızı ayırırsanız anlatacağım.
Bir yıl önce başlarken sadece iyi bir podcast dinleyicisiydim ama podcasti nasıl yapacağım hakkında hiç bir fikrim yoktu sadece podcastin geleceğine inanıyordum. Birçok yayın dinledim, seyrettim, okudum podcast yapmak için rehber niteliğinde.
Bu arada eğer siz de podcastle yakından ilgileniyorsanız Türkiye’de Aykut İbrişim, Uraz Kaspar ve arkadaşlarının yürüttüğü Podfresh’i takip etmenizi öneririm. Günlük, periodik yayınları var. Hakikaten bu işi bilen ve gönül vermiş insanlar.
Yurtdışından ise Pat Flynn”i tavsiye edebilirim. Smart Passive Income diye bir sitesi var, ücretsiz webinarlarına katılabilirsiniz,
bölüm notlarında ikisinin de linkini bulabilirsiniz.
İlk bölümü kaydettim, kanala yükleyeceğim, sezon oluşturup oluşturmamak konusunda bir seçim yapmam gerekiyormuş. Bu sezon işine akıl erdirememiştim, ben hep aynı konuda içerik yayınlayacağım ne gerek var diyordum. anladım ki böyle non-stop yayın yapmak büyük bir sorumlulukmuş Eylül-Haziran gibi bir sezon yapmak ve ara vermek nefes almaya ve yeni fikirler oluşturmaya imkan sağlarmış.
Neyse şimdilik böyle devam ediyoruz.
Başlangıçtan bu yana çok şey öğrendim tabii, kayıt yapmaktan, bölümleri editlemeye, konuk seçiminden, ön araştırmalara. Memnun olduğum ve olmadığım bir çok konu var, ama bu konuda şimdi kendi fikirlerimi söyleyip sizi etkilemek istemiyorum, çünkü bu konularda sizin görüşünüzü almak istiyorum.
Ankette soracağım ama genel hatlarını vermek istiyorum burada:
Kurumsal hayattan ayrıldığımdan ve kendi işimi kurduğumdan bu yana içerik paylaşımlarımı arttırdım, Linkedin’de şu sıralar daha aktifim, Medium yazılarım var. Podcast ise haftada 1,5-2 günümü alıyor.
Hali hazırda maddi bir getirisi yok. Zaten Fularsız Entellik gibi geniiiş bir takipçi kitlem de yok. Aslında ben de “yularsız profesyonellik” gibi bir podcast yapabilirim, ne de olsa profesyonellik de benim 25 küsür senelik alanım, artık medeniyet yularını da takmıyorum, kimseye, hiçbir kuruma bağımlı değilim.
Şaka bir yana gizemli İmmanuel Tolstoyevskiyi gerçekten çok beğeniyorum, hem konuların derinliği, araştırmacılığı, ironisi 4-4lük. Ve tabii daha hayata ilişkin herkesin meselesi olan konuları işliyor.
Benim olayım başka. Ben bana dert olan bir konuda, firmaların hem müşterileri için hem de çalışanları için insan odaklı bir değer yaratma usülünü yaygınlaştırmak istiyorum. Tabii firmaları yönetenler de orada çalışanlar da insan, dolayısıyla onlara da özel ve iş hayatlarında ilham verecek yaklaşımlar sunmaya çalışıyorum. Ama nispeten niş bir konu.
Peki insan bu çabayı sürdürmek için motivasyonu nereden sağlar tabii ki bu içeriği tüketenlerden gelen tepkilerden.
Linkedin nispeten daha etkileşime açık bir ortam, insanlar like’lıyor veya yorum bırakıyor, mesaj yazıyor. Ama podcast’te bu imkan yok. İnsanların apple’da yıldız verme
alışkanlığı yok, spotify’da öyle bir özellik zaten yok. Şimdi yeni keşfettiğim (yine podfresh’çiler sayesinde) podchaser diye içerik üreticilerle dinleyicileri buluşturan bir platform var, bilmiyorum ne kadar popüler olacak.
Tabii bu bir yıl içinde hiç beklemediğim yer ve zamanlarda podcastimi dinlediğini söyleyen insanlarla tanıştım. Veya bazen konuk olarak davet ettiğim insanlar podcastimi halihazırda dinlediklerini söylediler, ki bu da çok güzel bir işaret demek ki seslenmek istediğim kitleye ulaşabiliyorum bir şekilde.
Ama işte bu raslantısal geribildirimler bana yetmiyor. Dinleyici kitlesini ve tercihlerini daha iyi anlamak istiyorum. Ve onun ötesinde iletişimde kalmak istiyorum.
Hatta tam pandemi öncesinde Kolektif House Ataşehir’in Lounge’unda Value Talks isimli bir etkinlik düzenlemiştim, daha doğrusu duyurusu yapıldı. 17 Martta. Amacım podcast dinleyicisini fiziksel bir örtamda bir araya getirmekti. Bunu hala yapmayı planlıyorum ama yakın gelecekte olası gözükmüyor.
Bu ve bunun gibi konularda alışkanlıklarınızı, beklentilerinizi öğrenmek istiyorum. O yüzden kısa bir anket hazırladım, linkini bölüm notlarında bulabilirsiniz, sosyal medyadan da duyuracağım. Linkedin’de varsanız Değer Yaratma Formülü’nü de takip ederseniz çok sevinirim.
Anketin sonunda e-posta adresini bırakırsanız, hem paylaşımlarıma abone olur hem de küçük e-kitabımı indirebilirsiniz. Beni Linkedin’den takip ediyorsanız zaten görmüş ve indirmiş olabilirsiniz. Ama görmediyseniz kitabın adı “20 yıl önce bilmiş olmayı isteyeceğim 20 öğüt”. Okuyanlardan çok güzel dönüşler alıyorum, yarım saatte okuyabileceğiniz ama sizi epey düşüncelere sokabilecek bir derleme, tavsiye ederim.
Şimdi sizden ricam dinlemeyi bitirdiğinizde unutmadan linke tıklayıp anketi doldurmanız. Bu arada 12 Eylül 50’inci yaş günüm, bu vesileyle bana bir hediye vermiş olursunuz diyip, duygu sömürüsünü de işe koşayım.
Şimdiden çok teşekkürler. Tekrar görüşünceye dek hoşçakalın.