Çok sıcak bir buluşma oldu Trends & Friends’in ilk organizasyonu. Hepimizin Dr. Sertaç’ın arkadaşı olmamızdan mı, özenli ev sahipliğinden mi, Fazıl Hoca’nın ilim ve irfanıyla yıkanmış olmaktan mı, herkes yine pamuk gibi hafif ve çocuklar gibi şendi.
Sertaç’ın aurasının kesin kolaylaştırıcı etkisi oluyor ama etkinlik yapmak, hele de network etkinliği yapmak çok zor iş. Bir yorumda da söyledim; lunaparka gelip gece boyunca o oyuncaktan öbürüne koşturan ama sonunda bütün istasyonları (yeteri kadar) ziyaret edemediği için hüzünlenen çocuklar gibiydik.
O kadar çok kişiyle merhabalaştık ve ayak üstü konuştuk ki, kimsenin adını zikredemeyeceğim, çünkü kimi unutsam ayıp etmiş olacağımı hissediyorum. Geceden aklımda şu güzel anlar kaldı:
Sertaç sahnede açılış konuşmasında “bir de son haftalarda çıkan -Ben de oradayım çetesi- var” dedi. Allah Allah dedim içimden “bak, haberimizin olmadığı oluşumlar da varmış”! Meğer bizden, davet ettiği arkadaşlarından bahsediyormuş. Geleceğimizi duyurduk, destek olduk diye teşekkür etti. Yahu ben kaçırır mıyım, topluluk deneyimi nerede ben oradayım.
Bir yıl kadar önce bir etkinlikte tanıştığım çok parlak bir gençle sohbet ediyorduk. Bu yıl Koç’ta tam burslu Sosyoloji okumaya hak kazanmış. Sohbetimizde insanın irrasyonel bir varlık olduğundan bahsediyordum ki, öyle mi düşünüyorsunuz dedi. Ben resmen ışıldadım 🤩. Bir davranış ekonomisi misyoneri olarak hemen Hızlı ve Yavaş Düşünme’yi ve Dürtme’yi tavsiye ettim. Umarım bir dahaki karşılaşmamızda o kitaplar üzerinde konuşuruz, okuyacağından emin gibiyim.
Bir çevirmen hanım, yazılarımda Türkçeyi kullanma hassasiyetime teşekkür etti, gençlere iyi örnek olduğumu düşündüğünü ifade etti. İşte bu muazzam bir şey. Görünmez mürekkeple yazdığınız şifreyi birinin görüp kulağınıza söylemesi gibi. Yani düzgün yazmaya çalıştığımı görmüş olabilir de nasıl sezdi hassasiyetimi diye hem şaşırdım, hem müthiş gururlandım.
Bir bey ile tanıştık, birbirimize neler yaptığımızdan bahsediyorduk. Konu girişimciliğe geldi, geçenlerde bir yazı okudum dedi ve oradaki fikri anlatmaya başladı. Dedim ki ben de bu konuyu yazdım, hemen anladık ki benim yazımdan bahsediyor. İşte bu da şahane bir şey, kim olduğunuzdan bağımsız olarak fikrinizin dolaşması, okuyanda karşılık bulması.
O kadar geçe kaldım ki, en son Cenk Akincilar ile Sertaç veda ediyorlardı kalanlara. Bütün gece daha girişte karşılaştığımız Gökçe Gülcüler ile bir araya gelememiştik. Anadolu yakasına otobüsle dönüş yolunda çok güzel bir sohbet imkanı yakaladık. Uzun zamandır tanışmasak da, aynı liseden mezun olmanın verdiği yakınlığının yanı sıra, meraklı, duyarlı, erdemli olmasıyla ve ürettiği içeriklerle beni etkileyen genç bir kadın Gökçe.
Yeni insanlar tanımayı, öğrendiklerimi paylaşmayı seviyorum ama asıl, “etki yaratmaya” ne kadar önem verdiğimi, birkaç küçük iz bıraktığımı görmenin bile beni bulutlara çıkarmasından anlıyorum.