Fikrini sunan girişimcilerin sıklıkla göz ardı ettiği bir konu var. Dinleyenlerin bakış açısını yakalamak. Siz, ekibiniz, bir işin üzerinde haftalarca çalışıyorsunuz. Bir sürü aşama geçiyorsunuz, sonra birilerine fikrinizi anlatıyorsunuz. Belki dosyanıza bir göz atmışlar, belki atmamışlar.
Sizin için fikrin özü, artık çoktan geride kalmış, siz maliyetlere, operasyonel detaylara, işin teknolojisine gömülmüşsünüz.
Oysa dinleyici daha ilk aşamasında. Ona fikrinizi yaşatmanız lazım, o nedenle hikayeleştirme arıyoruz. Ama sadece neden böyle bir ürüne ihtiyaç olduğunda değil, ürünü/hizmeti nasıl kullanacağına hatta sonrasına uzanan bir hikaye. En çok karşılaştığım eksik; hikayenin neden böyle bir ürüne ihtiyaç duyulduğunda bırakılması. Bu böyle bir proje üstünde çalışan, jüri karşısına çıkan herkesin kulağına küpe olsun istedim.
Gençlerin takdir görmeye, umutlanmaya o kadar ihtiyaçları var ki. Biz bile bu yaşımızda gündemi görünce kararıyoruz, ki hayatımızın 3’te 2’si geride kalmış, dünyalığımızı yapmış sayılırız. Onlar daha hayatlarının başındalar. O yüzden onlarla ilgilenen, onlara destek sunan, onları dinleyen, geri bildirim veren organizasyonlar çok değerli. Shell’in bunu üç yıldır yapması ve Bilim Virüsü’nün bu gençleri bir topluluğa çevirmesi çok değerli. Bunda ufak da olsa bir katkıda bulunmak beni çok mutlu ediyor. Etrafımızı sarıp sorular sorduklarında ben aydınlandığımı hissediyorum. Özellikle de benim evimdeki gençler ağzımı açtığımda, avuçlarını yüzüme çevirip “baba biliyorum ne söyleyeceğini” derlerken 😆
Başta Meltem Okyar Perdeci ve Meral Ata olmak üzere programın finansörü Shell Türkiye Ailesi ve programın mimarı Bilim Virüsü Şule Yücebıyık, Yiğit Erdoğan, Bilge Baysal, Elif AK ‘a bu yıl da bana bu imkanı verdikleri için gönülden teşekkürlerimi sunuyorum.
Gençler yolunuz açık olsun, size İLERİDE çevirme yok! 😄
