Rüzgar ve Su ile küçük dokunuşlar

Çinliler kişinin hayatındaki başarısını belirleyen etkenleri şu şekilde sıralıyormuş; En başta Kader, sonra Şans, üçüncü sırada Feng Shui, dördüncüde Hayırseverlik ve beşincide Eğitim geliyormuş.

Üçüncü sırada gelen Feng Shui (rüzgar ve su demekmiş) evimiz ve ofisimiz gibi çevremizden aldığımız iyi ve kötü etkileri konu ediniyormuş.

Geçtiğimiz haftasonu Sevgili mimar arkadaşım Feyza Yeniay’ın davetiyle Crea Center’da Feng Shui danışmanı, koçu Ebru Atalay. PCC’ı dinledim, “small make over” etkinliğinde.

Her ne kadar metafiziğe mesafeli dursam da kadim bilgiye saygım var. Bilime güveniyorum, inanıyorum ama binlerce yıllık nesillerin birikimine de laboratuvar değilse de zamanın testinden geçmiş diye bakıyorum. Hayatta her şeyin birbiri ile etkileşim içinde olduğuna inanıyorum ama açıklayamıyorum. Bu hafta başında podcastimde yayınladığım der ya Kitap Kulübü Yazarla Buluşma etkinliğinde Türker Hoca’nın kazandırdığı Bağlantısallık ve Yaşamdaşlık kavramları çerçevesinde bu konulara değinmiştik. Feng Shui hakkında öğrendiğim bir bilgi ise örneğin Astroloji yıldızların etkisini incelerken, Feng Shui yaşam deneyimlerine dayalı bir birikimmiş. Yıldızlara nazaran hayat deneyimleri daha ayağı yere basıyor sanki. Gerçi astrolojiye omuz silksem de oldum olası (günlük, yıllık fallara değil de) o burç kişilik özelliklerinin nasıl tuttuğuna şaşarım.

Ebru Hanım da birçok örnek verdi, anekdot aktardı danışanları ile çalışmalarından. İnanması gerçekten güç detaylar var ama ben tüm bunların hep birer mercek olduğunu düşünüyorum. İnsanlar hayatı ama asıl kendilerini tanımak, anlamak için birçok lens kullanıyorlar; astroloji, feng shui hatta mitoloji bunlara örnek. Bu anlatıların hangisine inanıyorsanız, o işinize yarıyor. Zira inanmanın büyük bir güç kattığına inanıyorum, her hangi konuda olursa olsun.

Anlatı, hikaye diye küçümsemeyin. İnsanlık medeniyeti bunlar üzerine kurulu, malum bizim diğer canlılardan en büyük farkımız bu soyut düşünebilme yetisi. Para dediğimiz şey bile hepimizin koşulsuz inandığı bir hikayeden ibaret.

Feyza çok güzel sorularla bu söyleşiyi yönlendirdi. Bütün evi ve hayatı baştan aşağıya elden geçirmeden de kendi kendimize neler yapabileceğimizi sorguladı. Ben kendi hesabıma yine sadeleşmeyi aldım. Tıka basa evlerde enerjinin akmadığı aklıma yatıyor. Çorap çekmecemden başladığımı söylemiştim, bunu hep aklımda bulunduracağım. ☺️

Ömür Doğan Hoca’yla birlikte olmak da çok güzeldi, biraz güncellendik yaptıklarımız hakkında. Sağolsun son kitabını imzalayıp verdi, ilk fırsatta Öğrenmeyi Öğren’meyi konuşacağız kitap kulübünde, sözüm var. 😉

Bunu paylaşın
Tartışmaya katılın

Okumaya devam edin