Bay Yanlış ve Yanlış Bey

İki yanlış bir doğru etmez sözüne çok güzel bir örnek oldu bu Vestel’in iç iletişim krizi.

Vestel’in Genel Müdürü “Değerli Ailem” diye başlamış. Bu artık geçmişte kalması gereken bir söylem. Kimse çalıştığı şirketin ailesi olmasını beklemiyor, hatta istemiyor. Bu bir zorbalık. Bir şirketle çalışan arasında bir kontrat vardır. Onu sulandırmaya gerek yok. Aile olmak çok önemli ve eşsiz bir şeydir. Hepimiz aynı gemideyiz diyebilirsin, şirketten ayrılırken bir çalışan duygulanıp “burası benim ailem gibiydi” diyebilir. Ama bir CEO sevgili ailem dememeli. Derse ben de ondan ailemin bana davrandığı gibi karşılıksız şeyler bekleyebilirim. Aile ile pazarlık olmaz, ailenin reisi beni aileden çıkaramaz, vs neyse anlaşıldı galiba maksadım…

Bunu neden söylüyorum; aile babası gibi girince konuşma iyice duygu damarından gitmiş. Bir şirket yöneticisi tabii Ramazan ayını kutlayabilir, bunu Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı bir şirketin Türk hatta yabancı CEO’su da yapabilir ama İstanbul Müftü’sü gibi yapmaz, yapmamalı. Sade bir şekilde, bir cümlede kutlar, iyi dileklerinizi sunarsınız. Ramazan’ın anlamını herkes biliyor, bilmeyenlere de anlatmak size vazife değil. Bu duygu sömürüsüne giriyor, o da bir kesime. İnanç ve değerler kişiye özeldir. Değerler eğitimi bence okulda bile olmaz, şirkette hiç olmaz.

Bir Demet Tiyatro’da Olgun Şimşek’in karakterinin dillere pelesenk bir sözü vardı öğretmeni hakkında “taktı bana abicim, taktı, taktı…” Zorlu CEO’su belli ki Vestel CEO’suna takmış. Ama böyle şeyler ulu orta konuşulmaz. Belli ki bir öncesi var (oldu olacak onu da söyleseydiniz). Belli ki temel düşünce farklılıkları var, bunu bire birde çözemiyorsanız, ortaya dökmek bir basiretsizlik. Kafanızda bu işi bitirdiyseniz gereğini yapar görevden alırsınız. Böyle herkesin içinde ” ayar verdiğiniz” kişinin beklediğiniz doğrultuda “düzelme” ihtimali yok, bunu bilmemek bir yöneticilik becerisi eksikliği, böyle bir yazışmanın yol açacağı algı sarsıntısını hesap edememek empati eksikliği ve sosyal davranış bozukluğu demek.

Bu kaybet-kaybet-kaybet olmuş iki kişi ve bir şirket için. Sızdıran ne hesap ettiyse!

Şimdi ne olacak? Şirket temel değerlerini gözden geçirip o doğrultuda bir mesaj yayınlamalı. Her inanca eşit mesafede olduğunu, bundan farklı bir mesajın verilmemesi gerektiği, şiddet dilinin kabul edilemez olduğu, gerekli uyarıların iki muhataba da yapıldığı… Bence şahısların istifa etme inisiyatifleri var ama ben olsam görevden “bu sebeple” almam. Bu seviyede bir çatışma da sürdürülemez öte yandan. Nasıl bunu fark edemediler o da İK’nın meselesi.

Bir çift söz de boykotçular için. Vestel’i boykot edip Vestel’in CEO’sunu niye cezalandırıyorsunuz, diğer Zorlu ürünlerini edin bari 😏

Bunu paylaşın
Tartışmaya katılın

Okumaya devam edin