Toplulukların önemine ve iş birliğine çok inanıyorum, bunu her fırsatta dile getiriyorum.
Türkiye’nin kalkınmak için markalarının, ürün ve hizmetlerinin algılanan değerini arttırmaya ihtiyacı var. Bunun için ise yaratıcılığını beslemeye “de” ihtiyacı var.
Bu ikisini bir araya getiren Türkiye Yaratıcılık Hareketi’ne inanıyor ve destekliyorum. Ben de kendimi ve yaptıklarımı şöyle özetledim, sordukları ve alan açtıkları için çok teşekkür ediyorum.
Aşağıda Deniz Günaydın’ın Türkiye Yaratıcılık Hareketi adına benimle yaptığı röportajı paylaşıyorum.
Türkiye Yaratıcılık Hareketi üyelerimizin birinirini tanıması, yaratıcılığın hayatlarındaki yerini, gruba üye olma nedenlerini ve projelerini paylaşması için röportajlarımızın ilkini Mete Yurtsever ile gerçekleştirdik.
❓ Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
25 yıllık pazarlama yöneticiliği ve expat’lık kariyerinin ardından kazandığım tecrübeleri, bireylerin ve organizasyonların potansiyellerini maksimize etmelerine yardımcı olmak için kullanıyorum; kolaylaştırıcılık yapıyorum, eğitimler veriyorum, tasarım odaklı düşünme ve davranış bilimi alanlarında firmalara rehberlik ediyorum. Tüm çabam ekiplerin problemleri üzerinde mutabık kalmalarına ve karmaşık problemlere yaratıcı çözümler bulmalarına ve sürdürülebilir başarıya ulaşmalarına aracı olmak. Çünkü insanların, seslerini duyurabilecekleri, iyi tasarlanmış, işbirliğine ve etkileşime açık bir ortam aradıklarına inanıyorum. Ekiplerde bulunan ve ihtiyacımız olan bilgelik, deneyim ve uzmanlığı ortaya çıkarmanın tek yolu bu.
❓ Yaratıcılık hayatınızda nasıl bir yer kaplıyor?
Yaratıcılık deyince benim aklıma değer yaratma geliyor. Yaşama değer katan özgün bir yenilik. İş hayatında son 7 yıldır buna odaklanmış durumdayım. Ancak işten ibaret bir hayat düşünemiyorum, kurumsal hayatın dışına çıkmamın en önemli motivasyonlarından biri buydu. Akşamları ve boş zamanlarımda, kişisel gelişime ve yaratıcı üretkenliğe büyük bir tutkuyla yaklaşıyorum. Bu tutkumu, insanları kendi yeteneklerinin farkına varmaya ve iş hayatlarının ötesinde değer yaratan projeler üretmeye teşvik eden yazılar yazarak, podcastler yayınlayarak ve topluluklar yöneterek (kitap kulübü, sinema kulübü, dijital akıl kulübü) paylaşıyorum. Bu etkinlikler, bireylerin kendi benzersiz seslerini bulmalarına ve kişisel gelişim yolculuklarında ilerlemelerine yardımcı olmayı amaçlıyor. Aslında aklımda 30’lu yaşlarımdaki halime yardım etmek var. Beyaz yakalıları daha üretken kılmak, onları özgürleştirmek amacım. İlla kendi işlerini kursunlar değil, kendileri, çevreleri, hatta dünya için nasıl değer yaratacaklarını bulabilsinler istiyorum.
Bu iki dünya arasındaki denge, benim için zengin ve tatmin edici bir hayatın anahtarı. Gündüzleri iş dünyasının pragmatizmi ve akşamları kişisel gelişimin ilham verici dünyası arasında köprü kuruyorum. Bu denge, bana hem profesyonel hem de kişisel anlamda sürekli büyüme ve öğrenme fırsatı sunuyor.
❓ Türkiye Yaratıcılık Hareketi’ne katılmanızı sağlayan duygu ve düşünce neydi?
Bahsettiğim gibi toplulukların gücüne inanıyorum. Hareketin kurucularının özgünlüklerine duyduğum güven beni buraya çekti. Diliyorum ülkemizin çok ihtiyacı olan yaratıcı endüstrilerin gelişimine bir katkısı olur.
❓ Üzerinde çalıştığınız, yaratıcılık gerektiren bir proje var mı? Bu projede diğer üyelerimiz size ne tür destekler verebilir?
Bu çok güzel bir yaklaşım. Yani alma-verme dengesini kurmak açısından. Sanırım topluluk yönetiminde iletişimi kolaylaştıracak bir platform benim için geçerliliğini yitirmeyen bir ihtiyaç.