Modern zamanların önde gelen iş dünyası düşünürlerinden biri olarak tanımlıyorum Tom Fishburne’ü. Yine taşı gediğine koymuş. Öyle dillere pelesenk olmuş Linkedin profilinden alınma başlıklar değil gerçek nitelikler arıyorum diyen İK’cı, yapay zeka prompt mühendisi lafını duyunca teslim bayrağını çekiyor.
Bu içinde tek sesli-beş sessiz harf olan (bunun onu çok daha gizemli ve çekici yaptığını itiraf etmem lazım) prompt sözcüğünü “sufle” olarak tercüme ediyorlarmış. Sufle mühendisliği! Bak şimdi de ağzım sulandı. 😆
Yahu hani bu bizim dilimizi anlıyordu, bütün keramet orada sanıyordum. Hala ona nasıl laf anlatacağımızı mı öğreneceğiz? Şöyle dersen anlamaz, şöyle diyeceksin. Öyle söylersen saçmalar, şöyle söyleyeceksin…
Aslında yine geldik bilgili, düşünceli, meraklı olmanın, okuma yazmakla haşır neşir olmanın önemine. Yapay zeka bile iyi bir iş çıkarmak için senin yaratıcılığına, konu hakkında bilgi birikiminin olmasına, bunları sentezleme yeteneğine, efradını cami, ağyarını mani bir tarif yapmana ihtiyaç duyuyor. O kadarını yapabiliyorsam kendim de çıkarırım işi diye düşünebilirsin. Haksızlık etmeyelim gerçekten çok iyi bir asistan, iyi bir yoldaş yapay zeka. Sadece içerik enflasyonundan korkuyorum, bilmiyorum dünyadaki internet sunucularının karbon etkisi nasıl bir patlama yaptı, yapıyor bu dönemde. Ama orta ve uzun vadede yapay zeka destekli bile olsa “gerçek insan” aklından çıkmış içeriklerin değerleneceğine inanıyorum.
Not: Bu yazı %100 yerli ve mi… pardon %100 insan zekası ürünüdür. 😄
