Kurtuluşumuzun sembolü İzmir

Bugün 9 Eylül. İzmir’in kurtuluşunun 100’üncü yılı. Başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm silah arkadaşlarını minnetle anıyorum.

Benim için bu tarihler İzmir’de geçirdiğim çocukluğumda birkaç heyecana birden karşılık geliyordu. Öncelikle yaklaşan doğumgünüm, ardından Fuar. Fuar yıl boyunca yaşadığımız yegane festival, toplu eğlenceydi. Aile ile akşam gidilirdi, konser, tiyatro ve lunapark için. Gündüz arkadaşlarla ülke ve şirket pavyonlarını gezmek için gidilirdi. Mercedes vb standlardan broşürler toplanırdı ki, okul öncesi defterler önce takvim yapraklarının arkasıyla beyaz fon olacak şekilde kaplansın, üstüne dekupe arabalar ve bilimum ülke tanıtım broşürlerinden kesilen resimler kolajlansın. Hepsinin üstüne de selofan. 👌🏻

Bir diğer heyecan ise okulların açılması, hele okul değiştiriyorsan. İzmir Saint Joseph Ortaokulu’ndan 1985’te mezun oldum. Bizim zamanımızda okulun lisesi yoktu (biz mezun olduktan iki yıl sonra açıldı). O nedenle ya Tevfik Fikret Lisesi’ne geçerdiniz, özellikle fransızca üzerinde duruyorsanız. Ya da biraz daha fen-matematik performansına önem veriyorsanız İzmir Atatürk Lisesi’ne. Ben ikinci gruptaydım. Atatürk Lisesi en az Saint Joseph kadar köklü bir okul ancak fiziken çok geniş bir alana yayılmış, neredeyse küçük bir kampüs. Pazartesi ve Cuma günleri tören olurdu ya, ben hala bir kalabalığın büyüklüğünü hesap etmek için o tören alanını aklıma getiririm, 3000 öğrencinin oluşturduğu.

Tabii yine bizim zamanımızda sadece erkek öğrenciler var. Kızları sadece sabah ve akşam vapurda görürdük, bir de lise 3’te haftasonu dersanede. Bir yandan çok yapay ve sağlıksız bir durum. Öte yandan ne yalan söyleyeyim ders esnasında dikkat dağılmaması için ideal bir ortam. Lisemiz o zamanlar, sanırım hala öyledir, en iddialı okullardandı. Yatılı imkanları olduğu için bütün Ege bölgesinden okul birincileri gelirdi. Ama okul da zorlayıcıydı, benim lise 1’de sıra arkadaşım Isparta’nın bir köyünden yine okul birincisi, aşırı iyi niyetli ve çok çalışkan bir çocuktu, maalesef o yıl sınıfta kaldı.

Biz de böyle köklü ve geçmişi başarılarla dolu bir lisenin 100’üncü yılında mezun olma şansını yaşadık. Müsadenizle bana matematik sevgisini aşılayanlardan Yavuz Anaç Hocama, ve edebiyat sevgisini aşılayan hocam Bünyamin Gündüzalp’e hürmetlerimi iletiyorum. Adını anamadığım tüm öğretmenlerimden hayattakilerin ellerinden öpüyorum, ebediyete intikal edenleri rahmetle anıyorum.

Bizim kalbimiz ilim ateşiyle doludur
Biz bağlıyız gönülden sevgili lisemize
Bugün tuttuğumuz yol, inkılabın yoludur
Yarının ümitleri genç nesil derler bize
Bize iman veriyor hür vatanın hür sesi
Ebediyyen var olsun İzmir Atatürk Lisesi

Bunu paylaşın
Tartışmaya katılın

1 yorum
  • Sevgili Mete bende sevgilerimi gönderiyorum. Sizlerin öğretmeni olmak harikaydı. İyi ki varsınız. 💛💜🧿

Okumaya devam edin