Pazar payını 8 yılda %50 arttırmak isteyen bir şirketin bunu nasıl yapmayı planladığını merak ediyor musunuz?
Diageo, global alkollü içecek pazarındaki %4 olan değer payını 2030’da %6’ya çıkarmak için güvendiği üç stratejisini açıklamış. %4’ü duyunca omuz silkmiş olabilirsiniz, “4’ten 6’ya çıkar tabii” diye, ben emin değilim 20’yi 30 yapmak mı zor, 4’ü 6 mı? Neyse onlar da kendilerini bir start up şirketi olarak tanımlıyorlarmış. Bu son yıllarda büyük şirketlerin öykündüğü bir durum, kastedilen herhalde çeviklik.
Son yıllarda faaliyet gösterdikleri hemen her pazarda paylarını arttırmalarını pazardaki çalışmalarının kalitesine ve arttırdıkları pazarlama yatırımına bağlıyorlar. Gelelim altını çizdikleri üç ana stratejiye:
✅Kesinlik pazarlaması
Catalyst adında bir pazarlama etkililiği aracı kullanıyorlarmış. Anladığım kadarıyla Boston Consulting Group’un geliştirdiği bir yazılım. Bir yandan bir çok veriden yola çıkarak hangi ürünlere ne kadar yatırım yapmaları gerektiğini, diğer yandan da planlanan eylemin niteliklerine göre olası sonuçlarını söylüyor. Böyle bir programa sahip olmak şüphesiz şansınızı arttırır ve sistem giderek daha iyi tahminlerde bulunabilir. Tabii önemli olan her veriyi giremezsiniz, girdiğiniz her veri de önemli (gerekli) demek değil, o yüzden ben bu işlere ihtiyatlı yaklaşmayı, yıllarca farklı uzmanlıklarla elde edilmiş içgüdümüzü kaybetmememiz, köreltmememiz gerektiğine inanıyorum. Ama sonuç alıyorlar ki güveniyorlar. Verdikleri örnek bence çarpıcı; Baileys (veri odaklı konumlandırma önerisiyle) bir ikram (treat) ya da tatlı eşliğinde gösterildiğinde Instagram’da 1.1 milyon etiketli gösterim kazanmış.
✅E-ticaret
Bu alanda da birçok platformda lüksle özdeşleştirerek gösterdikleri performanstan bahsediyorlar, fiziki dükkanlara göre premium portföy satışı e-ticarette çok daha yüksekmiş, bu kanalın büyümesi onlara yarıyor. Örneğin kendileri de The Bar isimli kokteyl tariflerinin bulunduğu sitelerini pandemide bir e-ticaret dükkanına çevirmişler.
✅Premium’laştırma
Bence birçok “kendini şımartma ve keyif alma” kategorisine ışık tutacak ipucu bu. Tüketicilerin daha az veya aynı miktarda ama daha kaliteli içkiler içmek istediklerini söylüyorlar. Bunu gelişmiş/gelişen/gelişmemiş bütün pazarlar için geçerli olduğunu vurguluyorlar.
Ben de her alanda tüketicinin verdiği para karşılığında değer beklentisinin arttığını, sıradanlık yerine kuş konduranların kazanacağını düşünüyorum. Büyük bir laf etmedim, ancak hala birçok firmanın ürününden “iş gördüğü” gerekçesiyle razı olduğunu görüyorum, ama tüketici hep daha iyisini arıyor.
Kaynak makale: Marketing Week