University4Society adında gönüllü üniversite öğrencilerinin yürüttüğü bir girişimcilik programı var. İki hafta önce Beykent Üniversitesi öğrencilerinin organizasyonuna online katılarak discord üzerinden ekiplere mentörlük desteği vermiştim.
Bu Cumartesi günü ise Marmara Üniversitesi’ndeki organizasyona katıldım ancak bu kez yüz yüze ve #DragosKampüsü‘nde idi. 11 ekibi bu #bootcamp‘te (acemi kampı diye çevirebiliriz herhalde) epey terletmişler, Cumartesi de 4 saat boyunca bizi, mentorları, terlettiler.
Birbirlerini öncesinde tanımayan, farklı üniversitelerden ve bölümlerden öğrenciler 48 saat boyunca (ama neredeyse aralıksız 48 saat boyunca) bir kampa girmişler. Oluşturdukları fikirleri enine boyuna tartışıp şekillendirmişler. Uykusuz bir gecenin ardından bizlere sundular. Ben de masa masa gezip onları dinledim, sorular sordum. Gayet tabii bu kadar kısa bir zamanda dört başı mamur bir sunum, proje beklemiyordum. Ama yine de “gerçek” sorunlar yakalamış, güzel çözümler getirmişler. Bazıları sorularıma savunmaya geçtiler, bazıları merakla notlar aldılar, belki hepsi yorgundu ama orada olmaktan ve bunu deneyimlemekten çok memnun olduklarına inanıyorum.
Organizasyonu üstlenenler de biraz yorgundular ama bakışları pırıl pırıldı. Marmara çok köklü bir üniversite ancak onların da biraz serzenişle bahsettikleri gibi girişimcilik, inovasyon gibi konularda diğer teknik üniversiteler kadar etkin sayılmaz. Üniversitelerinde ilk defa böyle girişimcilik alanında bir organizasyonu düzenlemek için üniversite yönetiminden ve sponsorlardan onay ve destek almak, bu kadar kişinin katıldığı mentorların ağırlandığı bir organizasyonu ufak tefek aksaklıklarla üstesinden gelmek az şey değil. Onlar da bu gururun farkındalar ama böyle adımların onları yaşamlarında nereye taşıyacağının, zor zamanlarında bile onlara nasıl güç ve ilham vereceğinin farkında değillerdir herhalde benim kadar.
Organizasyon komitesinin tamamına (isim atlamamak için belirtmiyorum) özellikle de benimle ilk iletişimi kuran Nazlısu Bedir ve gün boyunca bana destek olan Eray Koç’a da çok teşekkür ediyorum bana bu imkanı verdikleri için, umarım gençler de keyif almış ve bir iki tavsiyem kulaklarında kalmıştır.
